Yeni dünya

İnönü'nün ABD Başkanı Johnson'un mektubuna tarihi yanıtıydı: "Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de o dünyadaki yerini alır."

Ne yazık ki alamadı, Türkiye "Amerikan dünyasındaki" yerini sürdürdü. Ancak yine de "eski Türkiye"de bu tür tehditler yanıtsız bırakılmazdı bugünkü gibi. Trump'ın Johnson'dan çok daha ağır mektubu geçiştirildi örneğin "yeni Türkiye"de.

Neden mi böyle bir giriş yaptık

'BİLDİĞİNİZ BATI ARTIK YOK'

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Almanya'nın önde gelen gazetelerinden Die Zeit'ın sorularına verdiği kapsamlı yanıtlarda açıkça belirtti: "Bildiğiniz Batı artık yok, yeni bir dünya düzeni geliyor."

Kuşkusuz bu saptama dünyanın gidişatına doğudan ve güneyden bakanlar için bir yenilik içermiyor. Ancak Atlantik cephesinin iki merkezinden birinin başında bulunan bir ismin bu gerçeği "kabullenmek" zorunda olması, küresel güç mücadelesinin geleceği açısından önemlidir.

Kuşkusuz von der Leyen, Avrupa'daki en Atlantikçi isimlerin başında gelmektedir. Nitekim Die Zeit'ın sorularına verdiği yanıtta da kendisini "sıkı bir Transatlantikçi" olarak nitelemektedir.

Ama ABD Başkanı Donald Trump'ın izlediği politikalar, AB'nin Atlantikçi kanadını bile yeni arayışlara mecbur etmektedir.

VON DER LEYEN'İN ASIL HEDEFİ

Peki AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, AB'yi gelmekte olan yeni dünya düzeninin neresinde görüyor

Von der Leyen açık açık Meksika'dan Endonezya'ya, Tayland'dan Malezya'ya pek çok ülke ismi sıralayarak "yeni düzeni bu ülkelerle birlikte kurmak" istediğini dile getiriyor.

Yani Trump'ın yönettiği ABD'den ayrı, Çin ve Rusya'nın liderlik ettiği Küresel Güney'e karşı ve dahası Küresel Güney'i parçalayarak üçüncü bir merkez olmayı tarif ediyor von der Leyen.

Ancak bu, AB'nin diğer kanadının "stratejik özerklik" hedefiyle uyumlu değil aslında. Zira von der Leyen'in tarifinde, ABD'den ayrı değil, Trump'ın yönettiği ABD'den ayrı bir "geçici" merkez olma hedefi var.

Üstelik von der Leyen, Trump sonrası için iki yönlü hazırlığa da işaret olmuş oluyor: Çin ve Rusya'nın liderlik ettiği Küresel Güney'i bölerek ABD'yle yeniden "tek merkez" olacağı döneme güçlenmiş girmek.

AB'NIN İKİ AÇMAZI

AB Komisyonu başkanının bu yöneliminin iki açmazı var:

1) Küresel Güney'e karşı konumlanarak ayrı bir yeni dünya düzeni inşa etmek olası değil. Tersine Küresel Güney'le birlikte hareket ederek yeni düzenin inşasını hızlandırmak, ara dönemin sancılarını daha hafif atlatabilmek mümkün.

2) Trump dönemini ABD için bir istisnai dönem görerek, ondan sonra işlerin yeniden düzeleceğini varsaymak, doğru olmayabilir.