Emekçi emekçinin kurdu olmamalı

İnsanların yaşamlarındaki zorluklar nedeniyle öfkelerini, yaşamlarını zorlaştıranlara değil de başka zorluk yaşayanlara yöneltmesi, azınlıktaki egemen sınıfın çoğunluğu nasıl sömürebildiğinin yanıtlarından biridir.Sistem, emekçiyi emekçinin kurdu yaparak ayakta duruyor. Yoksul, yoksulluğunun kaynağını emeğinin artık değeriyle zenginleşende değil, başka yoksulların aldıklarında görüyor...VERGİ AFLARINA ÖFKELEN10-15 bin TL alan beyaz yakalı, 5.500 TL alan asgari ücretlinin alacağı zamla maaşının yeni yılda 8.500 TL olacağına kızıyor. Asgari ücretlinin alacağı zammın enflasyonu artıracağını, bunun da kendi maaşının alım gücünü daha da düşüreceğine inanıyor.Oysa enflasyonun artış nedenleri arasında çalışanlara yapılan zam sıradan bir parametreden ibarettir, esas faktörler başkadır. Türk ekonomisinde enflasyonun esası maliyet enflasyonudur. İhracat yapmak için ithalat yapmak gerekiyor. Bu da dolarizasyonun, kur farklarının, dünya piyasasındaki dalgalanmaların enflasyon olarak ekonomiye yansıması demektir. Yani emekçiye zam yapmasanız da enflasyon aynen gerçekleşir. Bu durumda emekçiye zam yapmak ekonomik dengeleri bozmaz, tersine ekonominin işleyebilmesini sağlar.O nedenle beyaz yakalı, yoksul asgari ücretlinin zammına değil de vergi af ve istisnaları ile daha da semiren büyük sermayeye, mali sermaye kârlarına, ranta, ithalata dayalı ihracat ekonomisine öfkesini yükselttiğinde, durumu değiştirmeye başlayacaktır.EMEKLİ FONLARINI SOYANLARA ÖFKELEN10-15 bin TL alan beyaz yakalı, 25-30 yıldır çalışan EYT'linin emekli olmasına tepki gösteriyor. "Sırf 1999'dan önce işe girdi diye 45-50 yaşında emekli oluyor, ben 65 yaşında emekli olabileceğim, adalet mi bu" diyor. Elbette adil değil ama adaletsizliğin sorumlusu 25-30 yıl çalışıp emekli olan EYT'li değil, sizlere "mezarda emekliliği" reva gören büyük sermaye ve onun siyasi temsilcileridir."Genç yaşta emekli oluyorlar, bizim vergilerimizle hayatlarının geri kalanını bedavadan sürdürecekler" diyor. Mesele kaç yaşında emekli olduğu değil ki... 25-30 yıl çalışan emekçiler bunlar. Çoğumuzun güzel gençlik yılları saydığımız 20-25 yaşlarında, bu insanlar günde 8-10 saat ağır işlerde çalışıyorlardı. 25-30 yıl çalıştıktan sonra emekli olmaları en insani haklarıdır.Öte yandan bu insanlar, kimsenin vergisiyle de hayatlarının geri kalanını bedava yaşamayacaklar. Pratikte 25-30 yıl boyunca çalışırken ödedikleri sigorta birikimlerini geri almış olacaklar. Onların her ay fonlara ödediği birikimlerin, önceki emeklilere gitmesi ya da emekli fonları soyulduğu için yarın Hazine'den ödenecek olması, o emekçilerin değil hepimizin sorunu. Öfkenizi 25-30 yıl çalışana değil, fonlarımızı soyanlara yöneltmelisiniz.KAMU-ÖZEL İŞBİRLİĞİ PROJELERİNE ÖFKELENBugün çalışan yarın emekli olanın maaşını ödemiyor ama hep birlikte "iki kere kazananların" kârlarını ödüyoruz: İktidarın kur korumalı mevduat sistemi, bankaya yatıracak kadar parası olanın kur farkını, bankaya yatıracak kadar parası olmayanın ödediği sistemdir