Atlantik hukuku!
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında tutuklama talebinde bulunması, İsrail kadar ABD'yi de zora soktu. Zira karar hem "Atlantik düzeni"nin ikiyüzlülüğünü resmediyor hem de o düzenin zayıfladığına işaret ediyor.
Nasıl mı İnceleyelim:
EMPERYALİST-NEOFAŞİST İKİLİ SIKIŞTIUCM Başsavcısı Han'ın tutuklama talebinde bulunacağı bir süredir konuşuluyordu. Öyle ki 13 ABD senatörü yayımladığı bir mektupla UCM'yi "Akrabalarınız dahil ABD'ye sokmayız" diye tehdit bile etmişti. Ancak tehditler sökmedi ve başsavcı Han; İsrail Başbakanı Netanyahu, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hamas yöneticileri İsmail Haniye, Yahya Sinvar ve İbrahim el-Masri hakkında tutuklama talebinde bulundu. Talebi UCM yargıçları karara bağlayacak.
ABD-İsrail ikilisi tutuklama talebinin ardından kırmızı alarma geçti. Çünkü Güney Afrika'nın İsrail'i soykırımcı olmakla suçlayarak Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı ve kabul edilen davadan sonra bir de Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının İsrail başbakanı için tutuklama kararı talep etmesi, emperyalist-neofaşist ikili ABD ile İsrail'i dünya kamuoyu nezdinde mahkûm ediyor. İkili bu nedenle üç koldan harekete geçti:
HAN'I ARAYAN DEVLET BAŞKANI1) CNN televizyonunda Christiane Amanpour'un sorularını yanıtlayan başsavcı Han çok önemli bir konuyu ifşa etti: "Bir devlet başkanı benimle konuştu ve 'Çok iyi biliyorsunuz ki bu mahkeme Afrika ve Putin gibi haydutlar için kurulmuştur' dedi."
O devlet başkanının sözleri, "Atlantik hukuku"nun gerçekte ne olduğunu ortaya koymuş oldu. Emperyalist düzen bu mahkemeleri, rakiplerine, kendinden olmayanlara, hedef aldıklarına karşı kullanılacak bir platform olarak görüyor. (Aslında uzun yıllar böyle de kullanabildiler ama artık bu tür ters kararların çıkabiliyor olması, çok kutupluluğun sonucudur.)
ABD'DEN MAHKEMEYE YAPTIRIM TEHDİDİ2) Yukarıda belirtmiştik, başsavcı Han tutuklama talebinde bulunmasın diye 13 ABD senatörü bir tehdit mektubu yazmıştı. Senatörler, Han'ın tutuklama talebinden sonra da doğrudan yaptırım kararı çıkarmaya yöneldiler.
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'nde Cumhuriyetçilerin lideri olan senatör James Risch, "UCM'nin bağımsız, meşru ve demokratik hukuk sistemine sahip ülkelerin işlerine burnunu soktuğunu" savunarak ABD Dışişleri Bakanı