AKP rejimine anayasallık kazandırma girişimi

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) kararını yok sayıyor, kararı alan mahkeme üyeleri hakkında suç duyurusu yapıyor, TBMM'ye "Aldığımız kararı okut ve Can Atalay'ın milletvekilliğini düşür" diye talimat veriyor.

Bu, ancak "Yargıtay'ın TBMM'nin ve AYM'nin yetkisine darbe girişimi" olarak nitelenebilir.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin bu kararı aldığı gün AKP içinden gelen eleştirel çıkışlar, bazı yorumcular tarafından "Demek ki AKP'nin değil Yargıtay'ın darbe girişimi" diye, bazı yorumcular tarafından da "Cumhur İttifakı içi çatışma" diye değerlendirildi.

'MİLLİ YARGI-NEOLİBERAL YARGI' ALDATMACASI

Oysa AKP iktidarının 21 yıldır izlediği yol haritasına, Erdoğan'ın politika yapma biçimine ve hukukla ilişkisine bakıldığında bunun rejim-anayasa bağlamında bir hamle olduğu görülecektir. Bu "Yargıtay ile anayasayı çarpıştırma" işi, "Erdoğan'ın 'yeni rejim' için son engellerin de ortadan kaldırılması yolunda attığı bir adım"dan başka şey değildi.

Nitekim, kimi AKP'lilerin Yargıtay hamlesine eleştirisine rağmen, Saray'dan gelen ilk açıklama, bunun bir Erdoğan hamlesi olduğuna işaret ediyordu. Cumhurbaşkanının başdanışmanı Mehmet Uçum'un kararı sahipleniş ifadeleri, tipik bir Erdoğanizm örneğiydi. Uçum, Yargıtay'ın anayasaya darbe girişimini "Milli yargının batıcı ve neoliberal yargıya karşı mücadelesi" diye savunuyordu.

Uçum bu Erdoğanizm tipi karşıtlık ile Yargıtay'ı savunurken ajanslara, AKP'nin ekonomi kurmaylarının, Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Erkan'ın, JP Morgan sponsorlu yatırım toplantısı için New York'a gideceğini duyuruyordu. Yani neoliberal AKP, bu çatışmada da kendisini "milli", karşıtını "neoliberal" ilan ederek siyaset yapıyordu!

DEVLETIN 'KİM YÜKSEK' SORUNU

Nihayet Erdoğan ertesi gün Özbekistan dönüşünde hem Yargıtay'ın hamlesini savunarak hem de kararı eleştiren AKP'lilere "hizaya geç" komutu vererek, tablonun "iç çatışma" olduğunu düşünenler için de netleşmesini sağladı.

"Anayasa Mahkemesi birçok yanlışı arka arkaya yapar hale geldi" diyen Erdoğan, Yargıtay'ın o yanlışları yapan Anayasa Mahkemesi'ne şunu söylediğini belirtti: "Sen yüksek mahkemeysen ben de yüksek mahkemeyim ve yüksek mahkeme olarak da şu anda sizinle ilgili bir yaptırımı talep ediyorum." (AA, 10.11.2023)