Malumunuz arzı az olan malın fiyatı yükselir. Türkiye'de ve Türkiye gibi cari açık veren ülkelerde döviz arzı devamlı surette artmaz, artamaz; bu en nihayetinde dövizin fiyatının artması ile neticelenir. Buna ek olarak bilhassa gelişmekte olan ülkelerde bu düzenin getirmiş olduğu çift para birimlilik meselesi de bulunmaktadır. Yani, ülkenin milli parasının yanı sıra, Dolar veya Euro gibi uluslararası geçerliliğe sahip para biriminin günlük hayatın içerisinde kullanılıyor olması meselesidir bu. İşte, bu dövizin, günlük hayat içerisinde kullanılması alışkanlığı nedeniyle, normalde hammadde ya da ara mamülü ithal girdi ile sağlayan ülkelerde, bunlara ek olarak, ithal girdi oranı çok düşük olan esasen maliyetleri o denli artmayan mal ve hizmetlerde de döviz kuruna bağlı olarak (fırsatçı) artışlar meydana gelir. Bilhassa yeterli rekabet ortamının olmadığı sektörlerde bu artışlar maliyetlerin çok daha üstünde artmaya devam eder.Enflasyondaki atalet mekanizması da bu fasit döngüye tuz ve biber olur. Zira kurda durağanlık meydana gelse bile alışkanlıklar ve fırsatçılık fiyatları yukarı çekmeye devam eder.Böyle bir durumda arz hemen arttırılamaz, talebi dizginleyerek enflasyonun düşmesi sağlanmaya çalışılır.Şu sıralar Türkiye'deki durumda tam bu noktadadır; milli paramız Türk Lirasına karşı, dövizdeki dalgalanma durmuş olsa da fiyatlar seviyesi yani enflasyon artmaya devam etmektedir. Maliyeti olsa bile bu sorunun çözümü bir müddet içerisinde sağlanacaktır. Talebin gerilemesi ile örneğin otel fiyatlarındaki yüksek artış, yerini daha düşük fiyatlara bırakacaktır.Fakat esas mesele enflasyonu kalıcı halde düşürmektir. Bunun da temel gereği bizim gibi ülkelerde kuru sabitleyebilmekten geçiyor. Kuru sabitleyebilmenin yolu ise cari açık vermemek ya da çok düşük seviyelerde vermekten geçer. Eylül ayı önemliSon dönemde finansal ve mali disiplini sağlayan hükümet, şimdi ihracatı destekleyerek, cari açığın sadece tüketimden gelen gerileme ile değil, üretimin ve bununla beraber ihracatın artmasıyla düşmesini sağlaması yegane hedefi olmalıdır. En az hasar ve kalıcı enflasyon düşümü için ne yapmalıyızBunu sağlamak için "görece" değerlenen Türk Lirasından kaynaklı azalan rekabet gücünün yerini, muhtelif destekler ile ikame etmek gerekir. Eylül ayını geçirmeden, değerli Türk Lirasının ve yüksek faizin getirmiş olduğu yüklerin dengelenmesi amacıyla ihracatçılarımıza bir paket hazırlığı yapılıp kaynak tahsisinde bulunmalıdır. Böylesi bir çalışma ile desteklenecek finansal ve mali disiplin bizi sürdürülebilir cari açık patikasına oturtabilir. Bu yol ile enflasyonla mücadelemizde sanayimiz, üreticimiz zarar görmeden ve geçici değil, kalıcı düşük enflasyona varabilmemiz mümkün olacaktır. Üretimin ve ihracatın desteklenmediği, sadece finansal tedbirlerin öne alındığı bir dengede ise
ABD'nin müzakerelerde zayıf karnı Demokrasi mi
02-05-2025 
Kentsel dönüşüm mü kentsel göç mü
25-04-2025 
Gelir dağılımının bozulması seçmenin sabrını mı taşırdı
05-04-2024 
Seçim sonrası ekonomi ve dövize dair durum ne olur
01-03-2024 
Meselemiz "hesapsızlık"
03-05-2024 
Seçim, ekonomi, döviz
22-03-2024 
ABD-Çin ihtilafları küresel riski tırmandırıyor
23-02-2024 