Ekonomi büyüyor, tarım ve gıda fiyatları dikkat çekici

Bu hafta iki önemli veri açıklandı bunlardan ilki enflasyon diğeri ise büyüme verileridir.

Her iki verinin farklı yönlerde artı ve eksileri olan bir karnesi meydana çıkmıştır.

Ana hatlarıyla büyüme karnesine bakacak olursak;

* Yıllık reel büyüme (zincirlenmiş hacim endeksi): %4,8

* Mevsim & takvim etkilerinden arındırılmış çeyreklik büyüme: %1,6.

* Takvim etkisinden arındırılmış yıllık büyüme: %4,6.

* Cari fiyatlarla GSYH (II.Çeyrek değeri): 14,58 trilyon TL (yıllık nominal +%43,7) ≈ 377,6 milyar $.

* Büyümenin kesintisiz sürmesi: Seri 20. çeyreğe ulaştı.

Üretim (sektörel) kırılım

* Sanayi: %6,1

* Hizmetler (inşaat dâhil): %5,2

* İnşaat: %10,9

* Tarım: -%3,5

Şeklinde oluşmuştur.

Bu verilere ek olarak yatırım tarafını irdelemekte fayda var.

Yatırım kalemi (gayrisafi sabit sermaye oluşumu) 2025-II. çeyrek büyüme verilerinde oldukça dikkat çekici. TÜİK göre:

1. Genel yatırım büyümesi

* Yıllık artış: %8,8

Bu, 2024'ün ortalarından itibaren yatırımların yeniden ivmelendiğini gösteriyor. Büyümenin ana motorlarından biri iç talep iken, yatırımlar da ek güç katmış.

2. Alt kırılımlar

* İnşaat yatırımları: %11,6

Deprem bölgesi konut, kentsel dönüşüm ve kamu altyapı projelerinin etkisiyle güçlü artış kaydedilmiş.

* Makine ve teçhizat yatırımları: %9,3

Sanayi üretim kapasitesini genişletmeye yönelik yatırımların sürdüğünü, reel sektörün üretim iştahının canlı olduğunu gösteriyor.

3. Büyümeye katkısı

* Yatırım harcamaları toplam büyümeye yaklaşık +1,6 puan katkı yaptı.

* Özellikle inşaat tarafı bu katkının önemli kısmını sağladı; makine-teçhizat da sanayideki %6,1'lik büyüme ile uyumlu şekilde pozitif katkı sundu.

Yatırımlar makro ekonomi perspektifinde bize ne anlatıyor

Bu durum, makro ekonomideki tüm zorluklara rağmen Türkiye ekonomisinin kısa vadede iç talep + inşaatla, orta vadede ise sanayi kapasite artışıyla büyüdüğünü ortaya koyuyor. Yüksek faize rağmen çarkların halen sağlıklı döndüğünü veriler bize ifade ediyor.

* Zorluklara ve belirsizliklere rağmen reel sektör, kapasite artırıcı yatırım yapıyor. Bu, büyümenin sürdürülebilirliği için olumlu bir sinyal.

* Yatırımın içeriği kıymetli. Yatırım artışının sadece inşaatla değil, aynı zamanda makine-teçhizatla destekleniyor olması, büyümenin daha üretken bir yapıya doğru kayabileceğini işaret ediyor.

* Riskimiz var ama yönetilebilir. Ancak ithalatın yıllık %8,8 artmış olması, makine-teçhizat yatırımlarının önemli kısmının ithalata dayalı olduğunu düşündürüyor. İrdelemek lazım. Bu da cari açık üzerinde baskı yaratabilir.

Şimdi açıklanan enflasyon rakamlarını inceleyelim.

Manşet yıllık enflasyon temmuz ayındaki %33,52 seviyesinden %32,95'e geriledi.

Aylık artış ise %2,06 ' %2,04 ile beklenenden (yüzde ikinin altı çok iyi haber olurdu) kısmen daha yüksek ama yatay. Bu, dezenflasyonun yavaş ve dalgalı bir patikada ilerlediğini gösteriyor.

Geçen hafta bahsettiğimiz gibi hane halkında beklentilerin halen kırılmadığı aşikâr. Muhakkak ki siyasi konjonktür de bu kırılmayı geciktiriyor.

Çekirdek göstergeler (B ve C) aylıkta %1,7–2,1 bandında; enerji ve işlenmemiş gıda etkilerinden arındırınca da ana eğilimde yapışkanlığın halen sürdüğü gözükmekte.

Enflasyonda ana mesele;

Gelen verilere göre, Gıda ve konut kalemleri aylık/yıllık enflasyonu yukarı çeken başlıca unsurlar; üretici enflasyonu yıllıkta %25,16 ile tüketicinin altında kalsa da aylık %2,48 ile maliyet baskılarının sürdüğüne işaret ediyor. Ancak geleceğe dönük pozitif alanda kalmaya devam ediyor.

İki veriyi birleştirince manzara nasıl Tarım ve Gıda ilişkisi anlamlı.