Dünya ticaretinde bileşik kaplar etkisi: Çin'in ABD kaybı, Türkiye'nin AB sıkışması

Türkiye'nin ekonomik ve ticari durumunu sadece Türkiye verileri ile anlamlandırma çabamız var. Halbuki uluslararası verileri ve durumu inceleyip analiz etmeden Türkiye verileri ile yorum yapmak epey eksik hatta yanlış netice verir.

Bu nedenle köşemde yer verdiğim konularda yurt dışı verileri ve şartları okuyucularıma aktarma gayreti içerisindeyim.

Sorunu doğru yerde aramayan çözümü bulamaz!

Türkiye'nin bu yılki ihracat durumunu, buna bağlı üretim durumunu ABD'nin etkilerinden ayrı okumak mümkün olamaz. Buna bağlı olarak Çin Halk Cumhuriyeti'nin aldığı pozisyonların etkisini de analiz etmemek bizleri yanıltır.

Zira ABD merkezli korumacı politikaların etkileri yok farz edilemez.

Şimdi aşağıda verilerini paylaşacağım çalışmamı incelemeniz Türkiye'nin ihracat iklimini ve ortaya çıkan durumu anlamlandırmanız adına önem arz etmektedir.

1. Çin'in ABD'ye İhracatında Düşüş ve Küresel Denge Arayışı

Çin Gümrük İdaresi (GACC) verilerine göre, 2025 yılının ilk sekiz ayında Çin'in toplam mal ticareti %3,5 artarken, ABD ile olan ticareti %13,5 azalmıştır. Buna karşılık ASEAN ile %9,7, Avrupa Birliği (AB) ile %4,3 artış kaydedilmiştir.

Bu tablo, Çin'in ihracat pazarlarını çeşitlendirerek toplam ticaret hacmini koruduğunu göstermektedir.

2. AB ve ASEAN Pazarlarına Yönelim

Çin Hükûmeti'nin SCIO (Çin Devleti Enformasyon Ofisi) brifinglerinde açıklanan verilere göre, 2025'in ilk yarısında AB'ye tekstil ve konfeksiyon ihracatında belirgin artış, ASEAN'a ise elektronik ve makine ürünlerinde güçlü bir büyüme kaydedilmiştir.

Çin, ABD tarifelerine doğrudan misilleme yapmak yerine ticaret yönünü stratejik biçimde çeşitlendirmiştir.

AB'ye yönelik tekstil ve konfeksiyon ihracatı 2025'in ilk yarısında yaklaşık %20 artarken, ASEAN'a yönelik elektronik ve makine ihracatı %9 civarında büyümüştür. Bu iki yönelim birlikte değerlendirildiğinde, Çin'in ticaret dayanıklılığını artırdığı ve küresel arz zincirindeki konumunu koruduğu görülmektedir.

Yukarıda yer verilen verilerden de açıkça görüldüğü üzere, Çin'in ABD'ye ihracatında yaşadığı azalma sonucu ortaya çıkan üretim fazlası, Çin tarafından Avrupa Birliği pazarına yönlendirilmiştir.

Türkiye'nin ana ihracat pazarı olan AB'ye Çin menşeli ürünlerin bu yoğun akışı, Türkiye'nin rekabet ettiği segmentlerde fiyat ve hacim baskısı oluşturmuştur.

Dolayısıyla Türkiye'nin ihracatındaki yavaşlamayı sadece iç ekonomik dinamiklerle açıklamak eksik kalır; bu durum uluslararası ticaretin yeniden dengelenme sürecinin bir sonucudur.Yukarıdaki bilgiler eşliğinde şunu ifade edebiliriz; Türkiye'nin özellikle tekstil ve konfeksiyon başta olmak üzere bazı ihracat sektörlerinde 2024–2025 döneminde yaşadığı daralmanın temel nedeni, çoğu zaman kamuoyunda dile getirildiği gibi Türkiye'nin uyguladığı son dönem makroekonomik politikalar değildir. Bu gerilemenin asıl kaynağı,