Şöyle düşünün, işgalci terör devleti, pes etti ve "Birleşmiş Milletler'in yazacağı saldırmazlık anlaşmasında ne yazarlarsa kabulümdür" dese:
Birleşmiş Milletler de Amerika'nın onayıyla geçen metinde:
İsrail Devleti 1948'deki sınırlarına çekilecektir.
Filistin'e 1900 yılından sonra gelip yerleşenlerden sağ olanlar ve onlardan doğan bütün Yahudiler, Filistin'den geldikleri devletlere geri dönecekler.
Bu arada…
125 yıl içinde öldürdükleri her Filistinli için diyet ödeyecekler.
125 yıllık oturum kirasını Filistinlilere ödeyecekler… diye bir sözleşmeyi derhal kabul ederler.
Bu arada Amerika başkanı bir ay önce Suud'dan iki trilyon doları alıp dönerken bayram havasıyla gönderildiği yere ve diğer petrol zengini ülkelere bir tahsilat mafyası gibi seyahate çıkacak; paralar Amerika hesabına geçtikten sonra İsrail, o gün saldırılarını yeniden başlatacaktır.
Nereden biliyorsun, yüz yıllık gasp, hırsızlık, öldürme, işkence etmeden başka tanındıkları başka bir şeyleri yok.
Evin biraz geri zekâlı ama haşarı çocuğu akşam anasından dayak yemeden uyuyamadığı gibi, bu millet de her yüz yılda en az bir defa neslini kırdırıp, sürgün edilme huyunu bir türlü üzerlerinden atamamışlardır.
Dünyada sekiz milyar insanın Birleşmiş Milletler'deki temsilcileri, Netanyahu'nun konuşmasını dinlememek için salonu topluca terk etmesi, hem ABD ye hem de İsrail'e tepkidir ama bu tepkilerden onlar hiç rahatsız olmuyorlar ve orada Netanyahu konuşurken Filistin'de öldürme işine devam ediyor.
İslam'dan çıkan biriyle sabaha kadar tartışanlar yorulmuşlar ve adamı ikna edememişler.
Hiç konuşmayan biri, "Ben şimdi bunu sustururum" demiş ve ağzına bir yumruk vurunca iki dişi dökülünce ağzını kapatarak çıkmış.
Konuşmayalım mı, yürüyüş yapmayalım mı, mitingler, gemi filoları, uçak filoları, tanklar, toplar… Bunların hepsi yapılmalı ve herkes başkasından ayrı olarak kendi gücünden sorumludur.
Cumhurbaşkanı, Savunma Bakanı, TÜSİAD, MÜSİAD, YÖK ve emekli emeksiz herkes bilek, şan, şöhret, servet, rütbe… gibi güçlerinden sorumludurlar.
Yürüyerek, binekle, otobüsle, trenle, gemiyle, hareket eden herkes, her adımda bir yerden uzaklaşırken hedefe doğru bir adım yaklaşır.
Bu geçen gecede Filistin'e yardım götüren SUMUD filosunda 47 devletten 497 seçkin insan, 46 gemiyle denizde aldıkları yolda her milde İsrail'den bir mil uzaklaşırken Filistinlilere bir mil daha yaklaştığı gibi bu gece dünya, bu filoyu izlerken, milyarlar, iç dünyalarında insanlık yolunda İsrail'den ve tüm Yahudilerden uzaklaşırken Filistinlilere yaklaşıyorlar.
Gazzelileri manda yoluyla yönetecekleri anlaşmanın metninde manda mantığı vardır:
Gazze, komşularına tehdit oluşturmayan, radikalleşmeden arındırılmış ve terörden tamamen temizlenmiş bir bölge olacaktır.
Birinci maddede:
Kendi vatanını işgalci teröristlere karşı koruyan HAMAS'a "terörist" diyen sözleşme, 65 Müslüman öldürenlere "masum komşu" muamelesi yapıyor.
Komşuları Lübnan'a, Katar'a, Suriye'ye, uzak komşu Yemen'e, kim bomba attıysa ve "Onları destekleyenleri de bombalarız" diyen İsrail'i masum göstererek madde yazımına girişilmiş
İkinci maddede imha ettikleri, harabeye çevirdikleri yerleri inşa edeceğinizi söylüyorlar.
3. Taraflar bu teklifi kabul ederse savaş derhal sona erecek; İsrail güçleri, rehine takası için hazırlanmak üzere üzerinde anlaşılmış hatta çekilecek. Bu süreçte tüm askeri operasyonlar, hava ve topçu bombardımanı dâhil askıya alınacak ve muharebe hatları tamamen sabit kalacaktır.
Üçüncü maddede: İşgal ettiğiniz yerde duracaksınız, geri adım atmadan esirleri alacaksınız.
Dördüncü maddede, İsrailli rehineleri canlı ve cansız olarak teslim ettikten sonra diğer maddelere geçeceklermiş. Size kim inanır
Beşinci maddeye cevap: Çaldıklarınızı ve kaçırdıklarınızı veriyorsunuz. Bizi bize teslim ediyorsunuz.
6. Tüm rehineler iade edildikten sonra, barışçıl bir şekilde birlikte yaşamayı kabul eden ve silahlarını bırakmayı taahhüt eden HAMAS üyelerine af sağlanacaktır. Gazze'den ayrılmak isteyen HAMAS üyelerine güvenli geçiş imkânı verilecektir.
Altıncı maddede: Terörist İsrail, silahlanmaya devam edecek, zalim mazlumu, hırsız ev sahibini afvedecek öyle mi
Yedinci madde: Abluka adı altında yol kesen eşkıya devlet, Filistinlilerin yolun yarısını Filistinlilerin yolunun yarısını açacakmış.
Filistin harap olduktan sonra binaların yapımına izin verecekmiş. Yani beni yıkık evimi kimin yapacağına, nasıl yapacağına o karar verecek ve de onun adamına izin verecekmiş.
Sekizinci madde: Hırsız, 65 bin ev sahiplerini öldürüp evlerini yerle bir ederken korkudan veya taraftar oluşundan işgalcilere parmağını oynatamayan Birleşmiş Milletler, dağıtıma aracılık yapacak öyle mi