"Halk" dediğimizde yaratılan her şey akla gelmelidir. Yalnız "Halkların kardeşliği, halkların hakları, halkların ekmeği gibi sınırlamak yok. Bütün yaratılmışların haklarının nasıl korunacağını, nasıl devamının sağlanacağını belirleyen, onların hepsini yaratandır. Çağımızda her milletten ilim adamları, insanın müdahale ettiği her şeyin bozulduğunu ve düzelmesi için "Tabii olana dönüş" fikrini yaydılar. Bunu destekliyoruz ve tabiatı ve tabiat kanunlarını yaratanın kurallarına uymayı ibadet kabul ediyoruz. Bu günü saymazsak Kurban Bayramı'na on bir gün var. "Onların (kurbanlıkların) kanları ve etleri asla Allah'a ulaşmaz. Ancak sizin takvanız O'na ulaşır. İşte o hayvanları size musahhar kıldı ki size yol gösterdiği için Allah'ı büyükleyesiniz. Muhsinleri (Allah'ı görür gibi ibadet edenleri) müjdele." (Hac Sûresi, ayet 2237) pushfn('ads'); Kurban Bayramı günü kesilecek "kurbanlıkların etleri de, kanları da Allah'a ulaşmaz" diyor Rabbimiz. Yani kandırılmışlarımızın söylediklerinin aslının astarının olmadığını haber veriyor. Ne mırıldandıklarını yazmıyorum, yayıncıları olmamak için. Bizim "takvamız"ın Rabbimiz katında değeri olduğunu haber veriyor. Cenabu Hakk'ın emrinin yerine getirilmesi, halkın ihtiyacının karşılanmasıdır. Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğinden AA'nın aldığı habere göre, 2021 yılında Türkiye'de 2 milyon 750 bin küçükbaş hayvan, 950 bin büyükbaş hayvan kurban olarak kesilmiş. Bu rakamlar, kaydedilebilenlerdir. Hakk'ın rızasını kazanmak için Rabbimizin emrinin yerine gelmesiyle kesilen kurbanlar, halkın istifadesine sunulmuştur. 750 bin büyükbaş hayvanın her birine 7 kişinin katıldığı hesabıyla yaparsak, 2 milyon 750 bin artı 5 milyon 250 bin eşittir 8 milyon kurbanlık kesilmiştir. Asya'dan Amerika'ya, kuzeyden güneye kadar 145 ülkede kesilen kurbanlar hakkında rakam bilmiyorum. 145 kadar ülkeyle kardeşlik bağlarımızı halklar olarak kuvvetlendiriyoruz. Etimizi fakirlerle paylaşıyoruz. pushfn('ads'); Doğumundan ölümüne kadar Allah'ı tesbih ettiği haber verilen hayvanlardan sekiz milyonu, sarhoş mezesi olmaktan kurtarılıp Besmeleyle kesilen, Besmeleyle pişirilen ve Besmeleyle yenen Müslüman sofrasında bulunmaya terfi ettiriliyor. Hanımla beraber, Kazdağları'nın eteğinde, çınar ağacının gölgesinde, küçük şelalenin serinliğinde otururken, uzaktan elinde sürdüğü bisikletiyle gelen 20-30 yaş arasında bir bayan, hem geliyor hem de bize bakıyor. Ben hanımıma,