Dünyada En Doğru Yer

12 Eylül 1980 darbesinin ardından Hacı Ali, Konya dışında bir liseye sürülür. Lisede göreve başlamasını anlattı Hacı Ali: "Okul, sanki 12 Eylül mağdurlarının laboratuarı olarak kullanılıyor. Azılı komünistler, ülkücüler ve akıncı öğretmenlerin kamp lisesi gibi. Öğretmenler odasına ilk defa girişimde öğretmenlerin üç öbek halinde çay içtiklerini gördüm. Üç gurubun tam ortasına durdum ve ayakta konuşmaya başladım, 'Arkadaşlar, hepimiz siyasetzedeyiz. Birbirimizi zedelemeyelim. Herkes kendi ideolojisini sınıflarda söyleme serbestîsi olsun. Öğrenciler, istediğini seçsin' dedikten sonra hepsine benden çay dedim ve bir tanesini alıp içtim." Hacı Ali, kendi imanına güveniyordu ve güvendiği gencecik dallarda amel çiçekleri açtırdı. Bir gün bana, "Sürgünden korkma. İlk sürgünde ev malzemeleri yamuk yumuk olacak diye korkarsın ama ilk sürgünde bu yamukluklar gerçekleşir, ondan sonra sen alışırsın ve rahat edersin" demişti. Kaderden kaçamayız. pushfn('ads'); Nerede olursak olalım, İslam'ı aslına uygun olarak yaşamak ve anlatmakla görevliyiz. Sürgün yalnız askeri darbelerle olmaz. Hacı Ali ve iki arkadaşı Süleyman Demirel'in başbakanlık yaptığı 78 neslinin en şiddetli günleri yaşadığı yıllarda sürgün edilirler. Konya Valisi Hazım Oktay Başar merhum, vali olarak tebliği son gününe kadar geciktirir. Ankara'ya bizzat gider ve durdurmaya çalışır ama başaramaz. Bu üç sürgünü, Pazar günü evinde kahvaltıya davet eder ve kahvaltı sonrası kahveler içilirken, "Yarın Pazartesi günü tebligatı imzalayın ve ayrılın" der. Hacı Ali, "Ben kendi adıma konuşuyorum. Ben okullar arası güreş şampiyonuyum. Pehlivanın en tehlikeli anı kündeye geldiği andır. Biz, şu anda kündedeyiz. Pehlivan eğer umudunu yitirmezse kurtulma şansı var ve devam ediyor demektir. Siz kanuni işleminizi yapınız. Teşekkür ederiz" der ve çıkarlar. Pazartesi günü Demirel'in Milli Eğitim Bakanı merhum Necmettin Erbakan'dan randevu ister ve o günkü görüşmede, " CHP'nin kendisi hakkında gensoru önergesi verdiğini ve