Biz İslam'a göre yaşayalım, İslam'ı kendimize benzetmeyelim
Deniz kenarında, dostlar arasında karşılıklı kum üzerinde otururken, ışığımız aydan geliyor.Ay ışığı, deniz üzerinde yakamoza dönüşüyor ve şenlik yerlerinin rengarenk elektrikli süslemelerinin güzelliğinden daha güzel, yakamozdan gelen dalgalı parıltılar.
Tatile çıkabilecek kadar durumu iyi olanlara sordum, "Bu bir hafta veya on beş gün içinde ne yaparsınız" dedim, "Namazdan başka bir şey yapmayız" demeye getirdiler.
Şu otelin önünde, karşılıklı iki araba geçebilecek kadar geniş yapılmış yaya gezi yolundaki insanlara dikkat ediniz.
Su satıcısıyla mısır satıcısının arasından dakikada kaç insan geçiyor hesap ediniz.
İlkokulda Amerika'daki nehirlerin debisini ve yılda kaç ton su aktığını hesap ettirirlerdi ya işte siz de burada akşam namazından yatsı namazına kadar kaç insan akar bu yaya yolundan.
Ve akan bu insan nehrinin her birinin elinde plastik şişlerde su taşıyorlar.
Dedeleriniz burayı görselerdi hemen aklına ilk gelen şey, "Ben buraya bir çeşme yaptırayım da hayrıma bu insanlar içsinler" derdi.
İbadet, yalnız namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek değildir.
Bu beşi, şehadet kelimesinden sonra İslam'ın şartlarındandır.