Geçtiğimiz hafta bu köşede, motorlu araçlarda ÖTV artışının kapıda olduğunu yazmıştım. Mürekkep kurumadan, Resmî Gazete'de karar yayımlandı. Dediğim gibi oldu.
Elektrikli araçların tüm segmentlerinde ÖTV oranı 15 puan birden artırıldı.
Yetmedi…
4x4 pickup'larda yüzde 4 olan ÖTV, yüzde 50'ye fırladı.
Benzinli ve dizel araçlarda ise eski denge büyük ölçüde korundu ama fiyatı düşen de oldu, artan da.
Daha 9 Temmuz'da mevduat faizine gelen stopaj artışını konuşuyorduk… Şimdi sırada tütün mamullerinden alınan ÖTV var. Yakında onu da Cumhurbaşkanı Kararı'yla Resmî Gazete'de göreceğimizi düşünüyorum.
Şimdi sormak lazım:
Ekonomide frene basılmış, büyüme düşmüş, halkın cebi daralmışken… Bu vergi iştahı niye
Neden ısrarla vergi artışı
*
Bütçede Delik Büyük
Yılın ilk altı ayında 980 milyar TL bütçe açığı verildi. Gelir hedeflerinden şaşma ne kadar 1.6 trilyon TL!
Sayın Bakan da yıl sonunda bu haliyle bütçe hedeflerinin tutmayacağını bence biliyor. O yüzden hiç çekinmeden yeni vergilere yöneliyor.
Ama şunu unutmayalım:
Bu iş, palyatif çözümlerle çözülmez.
Önceden ÖTV artırılır, bütçeye belli bir vergi girerdi. Şimdi
Vergi oranları o kadar zorlandı ki… Artık gelir değil, kayıp getiriyor. Vergileme kapasitesi birçok mal grubunda doldu. Bu nedenle, kayıtdışı artıyor, vergi direnci büyüyor, vatandaş kaçıyor.
*
Ne Yapılmalı
Teknik detaydan önce, psikolojik algı yönetimi şart.
Daha dün yaşadık.
Motorlu araçlarda kapsamlı ÖTV düzenlemesi yapılıyor, piyasada bilgi kirliliği almış başını gidiyor.
Peki Bakanlık ne yapıyor
Bir PDF metni yayımlayıp "cari açığı düşüreceğini ve enflasyon etkisinin binde 1.9 olacağını" söylüyor.
Sayın Bakan bizatihi kendisi veya Gelir İdaresi Başkanı çıkıp ekranlarda bu konuyu anlatsa…
Spekülasyon biter, kafa karışıklığı son bulur.
Algıyı yönetmek, bazen politikayı yapmaktan daha kıymetlidir.
Artık "bütçe reformu" kaçınılmaz.
Böyle yama yapar gibi parça parça vergi artırmakla olmaz.
Bütçenin hem gelir hem harcama tarafı sil baştan ele alınmalı. Ama bunu yapabilmenin şartları var:
1-) Sayın Bakan'ın göreve geldiği gün vurguladığı dört temel ilke: Şeffaflık, Hesap Verebilirlik, Öngörülebilirlik ve Uluslararası Normlara Uygunluk.
2-) Konaklama vergisi, değerli konut vergisi, dijital hizmet vergisi, veraset ve intikal vergisi gibi getirisi düşük vergiler kaldırılmalı. Toplum, "vergiler kaldırılabiliyormuş" duygusunu bir kere tatsın.
3-) Vergi kanunlarında istisna ve muafiyetler çığırından çıkmış.
-> Bazı kanunlarda istisna maddeleri, asıl maddelerden fazla!
-> Asgari kurumlar vergisi bile istisnalardan geçilmiyor.
-> Tüm istisnalar masaya yatırılmalı. Vergi harcamaları rehabilite edilmeli.
4-) Emek–sermaye vergilendirmesinde yıllardır süren adaletsizlik sona ermeli.
-> Ücretliler için sabit oranlı vergi tarifesi düşünülmeli.