Bir milletin aşk hikayesi: Vergiyle imtihanı

Bir gün…

Bir balık, bir kuşa âşık olmuş.

Ölüyor aşkından.

Kuş bu ya… Her şeye, herkese tepeden bakıyor.

"Ben de seni severim sevmesine" demiş balığa,

"ama yuvamız neresi olacak Havada mı yaşayacağız aşkı, suda mı"

"Ben suda yaşayamam," demiş.

Balık da demiş ki:

"Ben havada da karada da seni istiyorum, ölüyorum aşkından!"

Ve çıkmış sudan…

Saniyesinde can vermiş.

Aşk için!

Kaybedilen ne Hayat!

Kazanılan ne Aşk!

Balık, ölüme âşık olduğunu göremeyecek kadar kör…

Kuş ise, sevenin kıymetini bilemeyecek kadar kör…

Balık, sevdiğine can verecek kadar fedakâr…

Kuş, sevenin canını alacak kadar gaddar.

Aşık, ölüme âşık.

Maşuk, ölümün ta kendisi…

***

Bu hikâyeyi belki duymuşsunuzdur.

Ama anlatmamın elbette bir sebebi var.

2025'in sonuna geliyoruz.

Kolay bir yıl mı

Değil.

Aslında bu yazıda, bu yıl hayatımıza giren vergileri tek tek anlatacaktım.

Ama zaten canımız yeterince sıkıldı…

Biraz nefes alalım dedim.

***

Biz asker bir milletin çocuklarıyız.

Genetik olarak öyleyiz.

Karakterimizde var.

Vatan sevgisi, bizde ortalamanın üzerinde.

Bu hem bir övünç, hem de bir gerçek…

Depremde bir olduk.

Krizde sabrettik.

Ekonomide taşın altına elimizi koyduk.

Devletimiz yaşasın diye, kendi hayatımızdan kısmayı bildik.

Ama hikâyedeki gibi olmamalı bu sevda!

Emekli, işçi, memur, esnaf, sanayici…

Bu ülkeyi ayakta tutan ne kadar insan varsa,

hepsi o balık gibi nefessiz kalıyor artık.

Bütçedeki hedefler tutmuş mu Tutmuş.

Vergi toplanmış mı Toplanmış.