4 Haziran 2023...
Mehmet Şimşek görevi devraldı. Tarihe "II. Şimşek Dönemi" diye geçti.
Göreve başladığı ayın sonunda Hazine'nin brüt borç stoku 5.620 milyar TL idi. Bu tutarın 3.774 milyar TL'si (146,1 milyar $) döviz cinsindendi.
Peki aradan geçen 26 ayın sonunda skor tabelasına bakıyoruz...
Ağustos 2025 sonu itibarıyla brüt borç stoku 12.477 milyar TL'ye çıkmış...
Bunun 6.626 milyar TL'si (161,8 milyar $) döviz cinsinden.
Yani 26 ayda 6.857 milyar TL artış var...
Elbette bu rakama sadece rakam olarak bakmak bir şey ifade etmeyebilir. Ancak anlamlandırmaya çalıştığımızda karşımıza gri bir tablo çıkıyor.
Öncelikle, bakanın görevde olduğu bu 26 aylık dönemde bütçe açığı 2.749 milyar TL.
Dolayısıyla artan borcun bu açığı finanse etmek için kullanıldığı söylenebilir.
(Döviz cinsinden borçlarda ise kurun 25,82'den 40,94 seviyesine yükselmesiyle oluşan kur zararı zaten bütçe faiz giderleri içinde yer almakta. Yani ayrı bir maliyet kalemi değildir, bütçe açığının parçasıdır.)
O halde, bütçe açığı ile artan borçlanma tutarı arasındaki 4 trilyon 108 milyar TL fark nereye harcandı Neden borçlanıldı
Muhtemel cevap: "100 milyar dolar deprem maliyeti var, o da yaklaşık 4 trilyon TL yapıyor" denilebilir.
Ancak bu harcamaların büyük bölümü zaten bütçeden karşılandı.
Ayrıca "Türkiye Tek Yürek" kampanyasında toplanan 115 milyar TL'nin akıbeti de merak etmiyor değilim...
Dolayısıyla, bakanın görev süresi boyunca bütçe açığı finansmanı dışında artan bu 4 trilyon TL'nin izah edilmesi gerekiyor. "Kayıp trilyon" demiyoruz ama nereye harcandığını da merak ediyoruz.