Azerbaycan ve İran ilişkileri son yıllarda gergindi. İran Cumhurbaşkanı Reisi, iki ülkenin sınırında inşa edilen barajın açılışına gitti. Komşu ülkelerin ilişkileri son dönemde yumuşamaya başlamıştı. Reisi ve Aliyev birlikte fotoğraf vererek bölgenin istikrarına dönük mesajlar vermişti.

Reisi Tahran'a dönerken helikopteri kayboldu. İran resmi ajansı ve dünya basını Reisi'nin hayatta olduğuna dair henüz kesin bir bilgi veremedi.

Haber ajanslara düşer düşmez sabotaj iddiaları yayılmaya başladı. İran'ın son yıllarda birçok yetkilisi suikast auğradığı için sabotaj iddialarının çeşitliliği de arttı.

İran'da suikastlar 2010 yılında başladı. Nükleer programda çalışan fizikçiler teker teker ortadan kaldırıldı.

İran füze teknolojisinin başındaki Tuğgeneral Hasan Tahrani Mukaddem ise 12 Kasım 2011'de Tahran'daki füze üssünde yaşanan patlamada 17 askeriyle birlikte hayatını kaybetti.

İran'ın Orta Doğu'daki milislerini yöneten Kudüs Gücü Komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani gibi güçlü bir aktörünün 3 Ocak 2020'de Bağdat'ta ABD saldırısında öldürülmesi son derece sarsıcıydı.

Tahran yönetimi için bir başka sarsıntı ise nükleer programın mimarı bilim insanı Savunma Bakanlığı üst düzey yetkilisi Muhsin Fahrizade'nin öldürülmesi oldu. 27 Kasım 2020'de Tahran'ın merkezinde elektronik harp tekniğiyle hedef alınan Fahrizade'nin ölümü akıllara Mossad'ı getirdi. Batı medyasında İran'ın nükleer programını önlemek için İsrail'in her türlü çabayı sergilediği vurgulandı.

Reisi'nin helikopteri bu satırlar kaleme alınırken henüz bulunamadı ve İran basınında giderek umutlar tükeniyordu. Dini lider Ali Hamaney'in açıklaması ise dikkat çekiciydi: "İran halkı endişelenmesin, ülkenin işlerinde herhangi bir aksama olmayacak"