Türkiye'nin iç sesi: Bahçeli'nin TRÇ çıkışı

BM zirvesinde ve Beyaz Saray'da yapılan Erdoğan-Trump görüşmesi sıcak ve samimi geçti. Ancak her başlığın lehimize yürümediğini de gördük. Kongre engeline takılan alımlar ve yaptırımlar, Trump'ın iradesini de aşan boyutlara ulaştı.

Türkiye'nin jeopolitik konumu, farklı gerilimleri aynı anda hissetmemize yol açıyor. ABD'nin YPG/SDG desteği, F-16 satışı konusundaki engeller, savunma sanayii kısıtlamaları, yaptırım tehditleri... NATO müttefikleri Ankara'nın hayati önceliklerini görmezden geliyor. Bu tablo doğal olarak çok kutuplu dünya arayışlarını güçlendiriyor.

Tam da bu atmosferde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM seyahati öncesinde Devlet Bahçeli'nin açıklamaları Türkgün gazetesinde yayımlandı. Bahçeli'nin "Türkiye-Rusya-Çin ittifakı" önerisi ne anlama geliyordu

Bahçeli, üç gün süren röportaj dizisinde bu çıkışı "TRÇ İttifakı" olarak adlandırdı. Askerî bir blok değil; enerji, lojistik, finans ve teknoloji alanında çok katmanlı bir ortaklık önerisi. NATO'dan kopmak değil, manevra alanını genişletmek.

Zamanlama manidar. Erdoğan ABD'de temaslardayken, Bahçeli Ankara'dan bu mesajı verdi. Bu, hem kamuoyuna hem de Vaşington'a açık bir hatırlatma: Türkiye'nin başka seçenekleri var.

Bahçeli, röportajında mevcut dünya düzeninin adaletsizliğini anlattı. BM reformu çağrısı yaptı. ABD-İsrail hattını Gazze ve Suriye üzerinden sert biçimde eleştirdi. Trump'ın "savaşları sona erdireceğiz" vaadini hatırlatarak, İsrail'in hukuk tanımaz eylemlerine verilen fiilî desteği işaret etti. Türkiye'nin sadece kendi çıkarlarını değil, mazlum milletlerin haklarını da gözettiğini vurguladı.

Bahçeli'nin önerisi, "çift başlı kartal" vizyonuyla birleştiğinde daha da anlam kazanıyor: Doğu ve Batı'yla aynı anda konuşabilen, Türk Devletleri Teşkilatı ve "Türk Kuşağı" stratejisiyle uyumlu bir dış politika çerçevesi. Türkiye'yi başkasının projesinin uygulayıcısı değil, senaristi ve başrol oyuncusu yapmayı hedefleyen bir iç ses.