SDG: Maskeli yapının arkasında kim var

Ankara, milli güvenliğini tehdit eden SDG'ye yönelik tutumunu sertleştiriyor. Ankara'ya göre SDG'nin Şam yönetimi ile entegrasyon yerine İsrail ile işbirliği yapması gerilimi artırıyor.

Suriye'de 10 Mart 2025'te imzalanan mutabakata SDG riayet etmiyor. Şam yönetimi ile imzalanan mutabakat merkezi yönetime entegrasyonu gerektiriyordu.

Uzun zamandır İsrail'in Suriye'de çeşitli grupları kışkırtmaya çalıştığını yazıyoruz. Kürtler üzerine yapılan planların da özellikle Avrupa'da yaşayan ayrılıkçı Kürt milliyetçileri üzerinden yürütüldüğünü takip ediyoruz. Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda gibi ülkelerde yaşayan tuzu kuru gazeteciler ve örgütçüler Rojava'yı İsrail'in desteklediğini açıkça ilan ediyorlar. Üstelik bu isimler Terörsüz Türkiye diye adlandırılan Öcalan formülüne de karşı çıkıyor.

SDG'nin yayın organlarını izlediğimizde maskeli savaşçılar karşımıza çıkıyor. Kadın-erkek bu gruplar yüzlerini gizleyen görüntüler veriyorlar. YPG'de SDG'ye evrilen bu yapının içinde hangi ülkelere ait askeri personel var merak ediyoruz. Bu grupların içinde ABD'li, İsrailli yahut Fransız profesyonel askerler/personeller var mı

SDG'nin Şam'la görüşmek için Paris'te toplantı tertip etme girişimi akim kaldı. Suriye yönetimi Paris yerine Umman'da yapılan toplantıyı tercih etti.

İsrail'in Süveyda'da Dürzi gruplar içinde başlattığı kışkırtma operasyonu Kamışlı, Haseke, Deyrizor hattında bir isyana dönüşecek görünüyor. Ankara'nın bu süreci çok önceden okuduğunu ve Öcalan formülü ile iç kamuoyunu olası gelişmelere hazırladığını söyleyebiliriz.

1990'lardan kalma köhne gazetecilerin ve liberal aydınların Ankara'ya verdiği mesajlar hiç gerçekçi değil. Türkiye Kürtleri devletin bölünmez bütünlüğü konusunda hassas. Geçmiş yıllardaki demokratikleşme adımlarından da gayet memnunlar. Temsiliyetin güçlendiği, kuşatıcı ve kapsayıcı bir anayasaya evet ancak kamuoyunu rahatsız edecek bir taslak tartışma konusu bile olmayacaktır.