Cizre'deki görüntü ne anlama geliyor

Sempozyum açılışına katılmak için Cizre'ye gelen Mesud Barzani'nin uzun namlulu silahlarla dolaşan korumaları Türkiye'de geniş bir tartışma yarattı. Sadece bir protokol krizinden ibaret gibi görünen bu olay bölgesel siyaset ve Ankara-Erbil hattı açısından daha karmaşık bir durumu anlatıyor.

Mesud Barzani'nin görüntüsünü Kuzey Irak'taki dengeler, Türkiye'nin Terörsüz Türkiye sürecinde yürüttüğü Kürt politikası ve içerde mülki idare ve güvenlik bürokrasisinin farklı refleksleri üzerinden okumak zorundayız.

Kuzey Irak bölgesinde geçmişi çok eskilere giden ama Hewler krizi olarak bilinen hadiseler silahlı Kürt grupların iç meselesini aşmış ve zaman zaman bölge ülkelerini de ilgilendirecek boyuta ulaşmıştır. Bu jargonu ve tarihsel arka planı bilmeden bir fotoğrafın analizinde tuzağa düşebilirsiniz. 1978 sonrası Bakur'da KDP'nin, Başur'da PKK'nın nüfuz ve güç kavgası, hem Bağdat'ın hem de Ankara'nın dikkatle takip ettiği süreçlerdi. Otorite yokluğunda yaşanan bu döneme bölgesel ve küresel aktörlerin müdahalesi ise kaçınılmaz bir durumdu.

Öncelikle, Barzani'nin Cizre'de verdiği görüntünün kendi sosyolojisine dönük mesajı var. Orta Doğu alışkanlıkları ve güç sembolleri bu havzada birkaç nesil devam edecek görünüyor.

Elbette KDP yönetimi uzun süredir PKK ile hem siyasi hem askeri bir gerilim yaşıyordu. Suriye ve Irak hattında PKK'nın alan genişletme çabası, KDP'nin geleneksel otoritesini zorlayan bir dinamik oluşturuyordu. Ankara'nın sert güç adımları bölgenin terörden arındırılmasına ve ticaretin canlanmasına sebep oldu.

Barzani'nin Türkiye'de, özellikle de sembolik önemi yüksek olan Cizre'de görünmesi, Irak Kürdistan Bölgesi'ndeki KDP tabanına "güç, güven ve sahada hâkimiyet" mesajı içeriyor. Bahçeli'nin "rezalet" mesajı ise diplomatik güvenlik prosedürlerinin aşınması ve bu görüntüye müsaade edilmesi bağlamında iç dinamiklere yönelik bir anlam taşıyor.

Uzun namlulu silahlı korumaların Türkiye'ye giriş sürecine ilişkin Türkiye'de yabancı silahlı kişilerin sokakta görüntü vermesi alışılmadık bir durum. Ancak izinle mümkün olabilir. Erbil'den Cizre'ye karayoluyla gelen Barzani'nin güvenlik riski taşıması ise şaşırtmamalı bizi. Tabancayla korunması mümkün olmayan biri Barzani. Peki o görüntüler bir Habur görüntüsü olarak nasıl algılandı Yahut o görüntüleri kim verdi

Başka bir deyişle, görüntüler spontane değil, hem izinli hem de profesyonel kayıt. Bu da tartışmanın "kim izin verdi" meselesinden çok "neden izin verildi" sorusuna kaydığını gösteriyor.

Ankara'da yahut devlet sistematiğinde bir kanat görüntüyü protokol krizinin ötesinde bir egemenlik ihlali sayarak tepki gösterirken, diğer kanat Erbil ve Barzani ile ilişkileri stratejik bir çerçevede değerlendiriyor. Bu ayrışan tutumlar, Türkiye'nin son yıllarda jeopolitik gerilime yaklaşımında ortaya çıkan iki cephesinin de yansıması. Bir yanda PKK ile mücadeleyi merkeze alan güvenlik merkezli devlet refleksi var; diğer yanda Basra güzergahında Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile ticari, enerji ve sınır güvenliği temelli işbirliğini önemseyen rasyonel-pragmatik-jeostratejik çizgi var.

Cizre'deki görüntüler ilişkileri bozacak bir fay hattı oluşturur mu Cevabı bölgenin mevcut jeopolitiğinde saklı. Türkiye ile KDP arasındaki ilişki, askeri, ticari ve bölgesel boyutlarıyla iki tarafa da stratejik avantaj sağlayan yapısal bir işbirliğine dayanıyor. Kalkınma yolu, enerji koridorları, sınır ticareti, PKK karşısında denge kurma ihtiyacı ve bölgedeki güç rekabeti bu işbirliğini zorunlu kılıyor. Dolayısıyla Cizre'deki görüntülerin ve ardından Bahçeli'ye karşı yapılan hadsiz açıklamanın Ankara-Erbil ilişkilerini koparma potansiyeli zayıf, fakat iki taraf arasında "yaklaşım ve yaşam tarzlarının görünür hale gelmesi" açısından önemli bir kültürel mesele. Barzani ailesinin büyüğü olan Mesud Barzani'nin korunma usulü ve yöresel kıyafeti babasından bir miras. Ancak bir sonraki nesilde vârisi Mesrur Barzani kravatıyla göreve geldi ve yaşanan dönüşümü bize gösterdi.