Bir mühendisten çok Selçuk abi

Türkiye'nin etrafındaki tehlikeleri görmek ve yazmak zorundayız. Dünyada halen 26 bölgede çatışma devam ediyor. Giderek artan silahlanmanın büyük bir harbe dönüşmesi artık an meselesi. Ancak eski usul silahların caydırıcı etkisi giderek azalıyor.

Türkiye, Erdoğan liderliğinde savunma sanayiine daha çok önem verdi. İthal ürünler yerine yerli üretim öne çıktı.

Bayraktar ailesi Türk savunma sanayiine yeni bir boyut getirdi. Ailenin hayat felsefesi ve bu topraklara vefa duygusu çok özeldi.

Adana'da TEKNOFEST açılışında izdihama tanık olduk. Gençler bu hikâyenin içinde olmak için birbirleriyle yarışıyorlardı.

Ortaokul öğrencisi bir genç kalabalığın arasından "Selçuk Abi" diye seslenirken aslında ekranlarda gördüğü başarılı bir mühendisten daha farklı birine sesleniyordu.

Her meslekte başarılı insanlar vardı ancak "Selçuk Abi" bu ülkenin çocukları ve gençleri için rol model olmuştu.

Uzun yıllardır bu ülkenin gençleri için örnek olabilecek isimlerde uzlaşamazdık. Oturup bir liste yapacak olsak ne fikir dünyamızda, ne edebiyat dünyamızda ne de bilim hayatımızda ittifak edeceğimiz insan sayısı yok denecek kadar azdı.

Çünkü bu ülkede başarılı insanları paçasından tutup aşağı çeken dışarıya çalışan lobiler vardı. Bir de dünya görüşünden dolayı tu kaka edilen insanlarımız var elbette. İnsanları sağcı, solcu, dinci, laik diye yaftalayıp ötekileştiren, işinden ziyade hayata bakışını öne çıkarıp dışlayan pesimist bir zümremiz var.

Şimdilerde bir süredir hemen herkesin ittifak ettiği iki insanın bu topraklara katkısı çok yüksek. Aziz Sancar ve Selçuk Bayraktar toplumun her kesiminin saygı duyduğu ve çocuklarının örnek aldığı rol modeller.

TEKNOFEST Adana açılışında bir mühendisten daha çok sosyal bilimci gibi meselelere bakan ve dünyayı tahlil eden Selçuk Bayraktar'ı dinledik: "Gramsci'nin o meşhur sözü hafızamdan bir türlü çıkmıyor: 'Eski dünya ölüyor, yenisi doğmakta zorlanıyor, şimdi canavarların zamanı.' Dünya, kurulmaya çalışılan yeni bir düzenin sancılarını yaşıyor. Ne yazık ki bu düzen, barış, adalet ve merhamet etrafında değil, güç, şiddet ve zulüm temelinde şekilleniyor." dedi.

Bayraktar, Gazze'de yaşananlarla ilgili "Dünya ise bu soykırımı sadece ekranlardan izliyor. Huzuru, insicamı, adaleti ve güvenliği sağlayacak tüm kurumlar iflas etmiş durumda. Barışı sağlaması gereken uluslararası kuruluşlar işlevsiz halde. Birleşmiş Milletler adaleti sağlamada yetersiz. İnsan Hakları Beyannamesi ve Cenevre Konvansiyonu gibi insanlığın ortak mirası olan rehber metinler ayaklar altında. Dünya, bir tarafta tanrısı para olan, diğer tarafta ise tanrısı olmayan iki yol arasında seçim yapmaya zorlanmış bir halde. Adalet yok, adaletsizlik ise dünyada kol geziyor. Her adaletsizlik yeni adaletsizliklere zemin hazırlıyor. Ne yöne baksak haksızlık, eşitsizlik, hadsizlik görüyoruz. Yeryüzünü aydınlatabilecek ve hatta iklim değişikliğinin önüne geçebilecek kadar büyük bir potansiyele sahip olan nükleer enerji, geçmişte ilk iş olarak atom bombalarıyla yüz binlerce insanı bir anda öldürmek için kullanıldı."