Hepimiz, yeryüzündeki bütün insanlar aslında son doğal insanlarız.İnsanlık savaşlarla, karnı doyduğu halde bir başka ülkeye saldırarak, açlığı çözebilecek imkân ve kabiliyete sahip olduğu halde onları silahlanmaya harcayarak, doğayı katletmeye devam ederek, sera gazı salınımını azaltacak yerde daha da artıran lüzumlu lüzumsuz üretimler yaparak, hır
Parazit, bakteri, virüs İnsanlık ne çekti bunlardan.Sıtma, plazmodium denen parazitin neden olduğu ateşli bir hastalıktır. Parazit, dişi Anofel sivrisineklerin ısırıklarıyla insana bulaşır.Kolera ise Vibrio cholerae adlı bakteriden bulaşır. Bağırsak enfeksiyonuna bağlı akut ve şiddetli bir ishalle kişiyi çökertir.Humma ise virüsle geçen bir hastalı
Rüyamda Ergeş Uçkun'u gördüm. 1996'da, Türk Dünyası Şiir Şöleni'ni benim Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanlığım zamanında KKTC'de yapmıştık. Bütün dünyadan Türkçe yazan şairleri toplamıştık Kıbrıs'ımıza ve Sayın Denktaş da açılışı yapmıştı. Büyük Ödülü Ergeş Bey almıştı. İnterTürk bir şairdi. Onunla bu OrtaAsya'nın en stratejik ülkesi hakkında
DznfrmsynAnlamayacak ne var Dezenformasyonun sessiz harflerinden oluşan bir sosyal medya sözcüğü bu. Sosyal medyada hızlı haberleşmenin kendi bilgi trafiği mucibince artık bilmeyen yok; selam demek için 'slm'nin yeterli olduğunu. Bazı kelimeler ve ifadeler de artık şekillerle anlatılıyor. Bir zamanlar Vali Tandoğan, gençleri azarlamış ve "Komünizm
Şahin Akdemir Köyceğiz'in 25 yaşında bir delikanlısı idi. Marmaris'teki yangın onun da ciğerlerini dağladı.Vatanın akciğerleri yanıyordu. Gözünün önünde ağaçlar alev alev çatırdıyor, ağaçlarla birlikte orman içinde ne kadar canlı varsa yanıyor, kül oluyordu. Bir ay kadar önce de yine yangın çıkmış ve o zaman da Şahin boş durmamış, seyretmemiş, yang
Müjdenin külliyeden ibaret olması sadece muhalefetin acı tebessümüne yol açmadı, iktidara destek veren milyonları da hayâl sükûtuna gark etti. 'Lozan Antlaşması'nın yıldönümünde 'Büyük düşün!'meye alıştırılmış çevrelerin kala kala elinde Denktaş'a karşı işledikleri günahın vicdan muhasebesi kaldı.Kösem Sultanın Yüzüğü adlı romanımı yazarken bütün O
Prof. Dr. Kemal Görmez kapsamlı bir araştırma yaptı. Araştırmada bence önemli olan bulgu, Demokratik Değişim Hareketi sözcüsü Av Rubil Gökdemir'in de altını çizdiği husus. O da şu: Türkiye'de 70'lere yaklaşan bir kesim devletin zafiyet içinde olduğuna inanıyor.Devlet zafiyetini Devlet Bey'in 'beka' sorununu gündeme getirdiği günden beri anlıyoruz a
10 Temmuz 1975 günü Nurettin Topçu'yu ebediyete uğurladık. 10 Temmuz 1995 günü de Mehmet Ali Aybar göçtü ebedî âleme. Topçu 1909'da, Aybar 1908'de dünyaya gözlerini açmışlar. Her ikisi de güzün doğmuş.Hemen hemen akran olan bu iki sosyalistten biri sağcı, diğeri solcu mahfillerce bilindi. Peki anlaşıldı mı Aybar'ın sosyalizmini solcu takım anlamadı
Bir yazarın itirafları her zaman değerlidir. Tolstoy'un İtiraflarım kitabı 1880 yılında yasaklansa da, Hıristiyan öğretinin hükümlerini artık tartışmaya başlayan bir entelektüel dünya için her zaman değerli olmuştur. Ölümü ve hayatı sorgulamadan gerçeğine erişmek kolay olmamalıydı. Beyni zonk zonk zonklayanlardan biri için belki de meslektaşlarını
Sağcı, muhafazakâr, milliyetçi, mukaddesatçı, gelenekçi, İslâmcı arkadaşlar her tartışmaya bir sıfır önde başlarlar. Neden Çünkü onlar bu toprakların aslî sahipleridirler. Diğerleri ekalliyettir. Devletin kurucu iradesini temsil ettikleri kanaatindedirler. Dışlamayayım kendimi Hepimiz şu ehli sünnet velcemaat- bildik bileli anasır-ı aslî olduğumuz
© 2016