Günün en sessiz, en huzurlu anı... Teoride.
Pratikte ise beynin "gece vardiyası" başlamak üzere.
Yastığa başını koyarsın, karanlık odada bir dinginlik hâkimdir.
Gözlerin ağırlaşır, uyku neredeyse seni bulmuştur ki... İçeriden o tanıdık ses gelir:
"Hazırsan, geçmişi tekrar yaşamaya başlıyoruz!" Ve başlar o meşhur sarmal.
Zihin, geceyi huzurlu geçirmek yerine geçmişle, gelecek kaygısıyla ve tamamen alakasız sorularla sabote etmeye kararlıdır.
İlk bölüm genellikle "utanç arşivi"dir:
- O gün öğretmene neden öyle cevap verdin
- Neden yıllar önce o mesajı o şekilde attın
- O sunumda niye öyle bir espri yaptın, kim güldü ki ona
Tam bunlar biter, "gelecek endişeleri" bölümü açılır:
- Yarın sabah alarm çalacak mı
- Ya işe geç kalırsam
- Ya kimse beni anlamazsa
- Ya elektrikler giderse ve ben şarj takmayı unuttuysam
Beyin durmaz.
Bir sonraki sahnede ise konu bambaşka bir yere sıçrar:
"Acaba dinozorlar gerçekten tüy müydü" "Evrenin sonu varsa, orada ne var" "Ya karadelik aslında başka bir uykusuz beyinse" İşte o an anlarsın: Sen uyumuyorsun, beynin stand-up yapıyor.
Konu konuyu açıyor, mantık tatilde.
Bir yandan da "Uyumam lazım" düşüncesi, stresin tuzu biberi oluyor.

59