Toksik ilişki belirtileri


"Neredesin" mesajı, Wi-Fi bağlantısı gibi sürekli kontrol edilir.
"Kavga etmeyelim" diye başlayan cümleler, 3. Dünya Savaşı bildirisi gibi biter.
Küsünce profil fotoğrafını siyah yapar, anlar mısın artık ne hissettiğini!
"Ben öyle biri değilim" dedikten sonra 12. maddede o kişi oluverir.
Çift terapisi yerine birbirlerinin eski tweetlerini analiz ederler.
"İyiyim" mesajı geldi mi Hemen kaç, patlayacak birazdan!
Instagram'da başka birini takip etmek, sadakatsizlik sayılır.
"Ben sana güveniyorum ama çevrene güvenmiyorum..." Modern çağın kelepçesi.
Her tartışma "hatırlıyor musun geçen sene 14 Mayıs'ta ne yapmıştın"a bağlanır.
Birbirini mutlu etmiyor ama başkasının da edemeyeceğine inanıyor.
Telefon şifresi değiştirilirse, devlet sırrı gibi algılanır.
"Sana bir şey sormam lazım ama sinirlenmeyeceğine söz ver." Gerginlik açılış repliği.
Story izleyip izlememek, artık ilişki barometresi.
Hediye alınca mutlu olmaz, "Neden şimdi" diye şüphelenir.
Kavga ederken cümleler "Sen zaten hep..." ile başlar, tarihsel dosyalar açılır.
Tartışma bitince "Senin için kendimi kaybettim" bahanesi gelir.
Eski sevgililerin adı Voldemort gibi anılmaz:
"Adını bile anmak istemiyorum!"
"Kendime vakit ayıracağım" diyeni, başka birini buldu sanırlar.
Konuşmayınca sorun çözülmez, daha da büyür çünkü içten içe trip kasılır.
Ayrılınca "Kimse senin gibi olamaz" deyip 2 hafta sonra yeni ilişkide görülebilir.
Sana "Özgürsün" der ama her hareketini rapor ister.
Özgürlük Lokasyon paylaşmak.
"Ben öyle biri değilim" diyen kişi, ilişki sonunda 'o kişi'nin tanımı olur.
Birbirine 'aşkım' değil, 'dedektifim' diye hitap etmeleri an meselesi.
"Senin iyiliğin için söylüyorum"la başlayan her cümle karakter suikastıdır.
Sosyal medya şifresi paylaşılmıyorsa, "Demek ki gizlediğin biri var" paniği başlar.
Mesajlara 5 dakika geç dönersen, "Beni artık sevmiyorsun" analizine geçilir.
Kendisi seni eleştirirken "açık iletişim", sen eleştirince "saygısızlık."