Telefon şarjı: Kadın ve Erkek

100 Şarj Kadın:
"Dışarı çıkmadan önce telefonumun tam dolu olması gerek. Yanıma powerbank, yedek kablo, priz adaptörü alıyorum.
Günü değil, savaşı kazanacağım çünkü."
100 Şarj Erkek:
"Şarj doluysa ya gece yanlışlıkla takılı bırakmışımdır ya da annem odama girip sessizce takmıştır."
50 Şarj Kadın:
"Yarım kalmışım gibi hissediyorum. Şarj bu hızla düşerse, akşam olmadan sosyal hayattan koparım. Hemen bir priz bulmam lazım. Hatta sırf bu yüzden oturduğumuz yeri değiştirebiliriz."
50 Şarj Erkek:
"Daha günü bile kurtarır.
Hem zaten arkadaşlarla buluşunca kimse birbirine mesaj atmıyor. Boşa panik."
20 Şarj Kadın:
"Burası artık risk bölgesi.
Telefonum kapanırsa, ne harita var ne ulaşım, ne de selfie çekme şansım. Hayat çizgim 20 ile sınırlı."
20 Şarj Erkek:
"Şarjı tasarruf moduna alırım, ekran parlaklığını kısarım, bir şarjla gün batımına kadar idare ederim.
Maceranın başladığı yer burası zaten."
1 Şarj Kadın:
Böyle bir seviyeye gelinmez. Gelinirse zaten telefon değil, kadın da kapanır. Bu bir krizdir.
1 Şarj Erkek:
"Mesaj yazarken kapandı.
Yarım kalan aşk hikâyeleri gibi... İçimde şarjla birlikte umut da bitti."
Kadınların şarjla imtihanı:
Çantasında teknoloji marketi taşır. Şarj aleti, taşınabilir batarya, ek priz, hatta priz bulmak için özel antenli radar hayali kurulmuştur. Priz gözüyle mekân değerlendirmesi yapar. Oturduğu yerin yanında priz varsa, burası onun evidir artık.
Erkeklerin şarjla imtihanı:
Şarj bittiğinde kaderine razı olur. "Telefon kapanınca huzur buluyorum" der ama 5 dakika sonra başkasının kablosuna göz diker. Priz görürse önce bakar, sonra bakar, sonra "boş mu ya" diye sorar ama kablo taşımayı hâlâ reddeder.
İlişkilerde de benzer: