TATİLE çıkıp kafaları tazelemek, bronzlaşmak, sevdiklerimizle güzel anlar biriktirmek istiyoruz ama tatil yerleri, elimizde ne var ne yok her şeyi almak istiyor gibi davranıyorlar... Cebimizde deliklerle şehir yaşantısına geri dönüyoruz.
Uçak bileti mi satın alıyoruz, özel uçak mı kiralıyoruz, bu nedir kardeşim
Ne güzel tatil planları yapmıştık, mutlu mesut tatilimize gidecektik. Tatil için ayırdığımız bütçenin yarısını gidiş-dönüş uçak biletine verdik...
Hop geldik havaalanına. Çok valiz var bir taksi tutalım dedik.
Taksimetreye bakmaktan yolu bulamadık Gitti paracıklar.
Otelde kalmak hayal oldu zaten, pansiyon tutalım dedik.
Hem kahvaltısı da varmış...
Kahvaltı diye önümüze iki zeytin koydular. Kardeşim bir dilim ekmek için bile para istiyorlar bu nedir yahu
'Kahvaltımız da fiyata dahildir' cümlesini duyduğumuzda hayal ettiğimiz kahvaltı kesinlikle bu değildi...
Denize inelim, oooohhh ferahlayalım dedik. Şezlong kiralamak için hop yine gitti paralar. Sahile girmek için de para verdik. Ya bu deniz herkesin değil mi, n'apıyorsunuz...
Susadık. Kuruduk kaldık. Bir şişe su alsın diye arkadaşımızı markete yolladık. Bir geldi ki surat beş karış...
Bir şişe suya 10 TL vermiş garibim...
Acıktık, yemek yiyelim dedik, ee hadi bir restorana girelim. Restoranı satın almışız gibi hesap geldi.
5 kişi iki menüyü bölüşmüştük oysa ki...
Ölüm gibi bir şeydi ama kimse ölmedi...
Balık yiyelim dedik, üstümüzdeki evleri ipotek ettirmek zorunda kaldık.
Kılçıkları da paket yaptırdık.
Akşam bir eğlenelim, ooh kurtlarımızı dökelim dedik, hesabı ödemek için kredi çekmemiz gerekti.
Ne eğlence kaldı ne keyif...
Zorlu şartlarda geçen bir-iki gün sonunda 'Yeter artık evimize dönelim bitsin bu çile' dedik. Hop yine taksiye paraları bayıldık.
Tatile çıkmak artık şöyle bir köşede dursun.
Tüm yıl 2 gün tatil yapabilmek için çalıştık, o da burnumuzdan geldi. Lanet olsun böyle tatil anlayışına :(
YARAN WHATSAPP MESAJLARI
BAYRAM TADINDA ALKIŞLIYORUM
BÜYÜK bir gürültü duyup salona koşan ve televizyonu yerde görünce tam 5 yaşındaki yeğenimi azarlayacağı sırada "Sus zaten canımı zor kurtardım!" diyerek arazi olan yeğenime ve ağzının payını alınca dona kalan yengeme büyük bir alkış lütfen.
DEDEM en sert tavrı ile şöyle der her zaman; "Ben karıma iki kelime söylerim olay kapanır." Bir gün merak ettim de sordum; "Nedir o iki kelime" diye. El cevap: "Peki karıcığım."
SABAH işe hatrı sayılır bir şekilde geç kaldığımda uydurduğum bol aksiyonlu bahanemi dinleyen patronum, "Çok mu düşündün bu bahaneyi" dediğinde, "Yoo, birden aklıma geldi" demiş olamam değil mi
Hay dilimi...
KOCAMAN bir alkış da vapurun tuvaletinde mahsur kalıp uzun uğraşlara rağmen 4 kere Beşiktaş- Kadıköy hattını dolaşan bana gelsin.