Taklacı güvercin sevenlerin ortak özellikleri

Taklacı güvercin merakı, dışarıdan bakan için "Kuş işte, ne olacak" gibi görünebilir ama işin içine girince bambaşka bir evren açılır. Hatta öyle ki bu tutkunun insanlarda bazı ortak özellikler geliştirdiği gözlemlenir.
İşte mizahi bir gözle taklacı güvercin sevdalılarının ortak yönleri:
Gökyüzüne bakarken boyun tutulması:
Normal insan gökyüzüne bakar, "Bugün hava açık mı" diye düşünür. Taklacı sever, gökyüzüne bakar, "Kaç takla attı, arkası toplu mu, yere basışı sağlam mı" diye rapor çıkarır. Boyun tutulması bu işin kaçınılmaz yan etkisidir.
Kuş diliyle konuşma yeteneği:
Bu insanlar arasında "çık çık çık" diye bir ses çıkarılır, yanındaki sıradan vatandaşa tuhaf gelebilir. Ama taklacı güvercin sevdalısı için bu ses, kuşun psikolojisini yönlendiren ciddi bir komuttur. Kuş anlar, adam anlar, ama eş-dost asla anlamaz.
Bahçede gizli tribün kurma:
Evlerinin damında, bahçesinde ya da balkonunda mutlaka bir "kuş izleme locası" vardır. Yanına çay, çekirdek, plastik sandalye... Sanki Şampiyonlar Ligi finali izler gibi heyecanla taklaları sayarlar.
Komşularla gizli rekabet:
Her ne kadar "Kuş bu kardeşim, Allah'ın yarattığı" dense de yan apartmandaki Hüseyin'in kuşu havada 7 takla atınca içten içe kıskanılır.
Kendi kuşu 5 taklada yere inince de "O daha genç, zamanı var" diye teselli bulunur.
Çocuğu gibi sevmek:
Bazıları için kuş, kuştur.
Ama taklacı sevdalısı için kuş, evladın kanatlı versiyonudur.
Hastalandığında sabaha kadar başında beklenir, vitaminleri şırınga ile içirilir hatta "Aman üşümesin" diye üstüne bez örtülür.
Arkadaş sohbetlerinde konu sapması:
Normal bir sohbet: "Abi ekonomi ne olacak" Taklacı sevdalısı: "Ya bırak ekonomiyi, geçen bizim boz dumanlı öyle bir döndü ki..." Sonuç: Masadakilerin yarısı kahkaha atar, diğer yarısı "Yine kuşa bağladı" diye göz devirmeye başlar.