Stajyerlik
Madde 1:
Stajyer, şirketin en yetkisiz ama en çok iş yapandır.
Gölge müdürlük makamına hoş geldiniz.
Madde 2:
Stajyer, hiçbir şeyden tam olarak sorumlu değildir ama her şeyin ucundan tutar.
Tutmasa da sorun değildir, çünkü zaten kimse ona güvenmemiştir.
Madde 3:
Stajyerin yaptığı iş, müdürün iki kelimesiyle yok sayılabilir:
"Ben öyle demedim."
Madde 4:
Stajyerin mesaisi, çay ocağı açıldığında başlar, toner bittiğinde yoğunlaşır, kimse kalmadığında biter.
Madde 5:
Bir stajyerin dosya taşıma mesafesi, ortalama bir kuryenin günlük yolculuğuna eşdeğerdir.
Fakat "kariyer" olarak geçer.
Madde 6:
Stajyer toplantılarda not alır, sunum hazırlar, toplantıya alınmaz.
Madde 7:
Stajyerin en sık duyduğu cümle:
"Sen gençsin, yaparsın."
Madde 8:
Stajyer ne kadar çalışırsa çalışsın, dönemin sonunda alacağı tek şey:
"Katılım Belgesi" ve "Güzel enerjin vardı."
Madde 9:
Stajyerin fotokopi makinesine olan yakınlığı, insan ilişkilerinden daha sağlamdır.
Ama hâlâ "hatalı çekim" sayılır.
Madde 10:
Stajyer, ofisin evcil hayvanıdır.
Sevilir, fotoğrafı çekilir, bazen unutulur.
STAJYERLİK YEMİNİ
(Çay bardağına sağ el konularak içten içe "Ben ne yapıyorum burada" diye düşünülerek okunur.) Ben, Bu kurumun kahramanı olmayan, Adı geçmeyen sunumlara emek veren, Tonerin kutsallığına inanan bir stajyer olarak;
Hiçbir maaş, yol parası ya da yemek fişi beklemeden, "Sen gençsin, sen yap" diyen her görevde Hiçbir şeyi sorgulamadan "Tabii ki" demeye, Excel'de kaybolmaya, PowerPoint'te efsane geçişler yapmaya, Ve asla toplantıya çağrılmamaya NAMUSUM VE FOTOKOPİ
MAKİNESİ ÜZERİNE YEMİN
EDERİM...
Gerekirse 300 sayfa çıktıyı tek tek zımbalamaya, Patronun kahvesindeki süt oranını ezberlemeye, "Biz seni çok sevdik ama kadro yok" cümlesine gülümseyerek baş sallamaya, Ve işten erken çıkanların ardından camdan hüzünle bakmaya AND İÇERİM.
Ben bir stajyerim.
Maaşsızım ama mağrurum.
Geçiciyim ama görünmez değilim.