Otomatık vitesçiler vs manuel vitesçiler

OTOMATİK VİTESÇİLER:
"Ayağımı neden yorayım ya" felsefesinin gururlu temsilcisi.
Trafikte sol ayaklarını emekli etmişler. Şu an sadece hobi olarak kullanıyorlar.
Araba yokuşta kaçırınca, "Arıza var herhalde" diyebilecek kadar alışkın konfora.
Direksiyonu tutarken bir eli kahvede, bir eli trafikte gibi rahatlar.
Vites geçişlerini değil, sadece Spotify geçişlerini hissederler.
Park ederken 12 harfli P-R-N-D harf dizilimini ezbere bilir, ama debriyaj nedir unutur.
Araba çalışınca, "Tamam o kendi yapar" diyerek keyifle yaslanır.
Otomatik vitesten sonra manuel araca binince, ilk kalkışta "Ben neydim, ne oldum" anı yaşar.
Arabayı çalıştırıp vitese alıp çay demleyen nesildir.
Onlara göre "sürüş keyfi" rahatlıktır, çile değil

MANUEL VİTESÇİLER:
Debriyajla duygusal bağı vardır. Araba değil, sanki ilişki yönetiyorlar.
Otomatikçilere "Sen araba değil, go-kart sürüyorsun" diyebilir.