Love-Bombing: Aşkın hızlandırılmış kursu

BİR ilişkiye başladınız.
Daha ilk gün "Sen benim ruh eşimsin, kaderimsin, evrenin bana hediyesisin" mesajları yağmaya başladı.
Sabah kahvaltısı yapamadan "Sana pankek yapmayı özledim" yazıyor; daha akşam buluşmasından eve dönmeden "Seni şimdiden çok özledim" bildirimi geliyor. İşte karşınızda:
Love-Bombing. Yani aşkın "normal dozunu" bırakıp, hortumla üstünüze sıkılan aşırı yoğun versiyonu.

İlk bomba: "Sen benim her şeyimsin":
Daha soyadınızı bilmeden size "hayatımın aşkı" diyor.
Halbuki sizin tek istediğiniz çayın yanına bir simit.
Ama o, simidi değil sizi bütün fırınla beraber sahiplenmeye niyetli.

Mesaj tsunamisi:
Telefonunuz "ding" sesiyle kişisel bir hava saldırısı alarmına dönüşüyor.
Sabah "Günaydın meleğim", öğle "Yemek yedin mi prensesim", akşam "İyi geceler ay parçam". Arada "Su içtin mi" hatırlatmaları... Bir noktadan sonra su içmek istemeseniz bile sırf rapor verebilmek için bardak bardak içiyorsunuz.

Hediyelerle kuşatma:
Love-bomber, ilişkinin ilk haftasında size en az üç peluş ayı, iki kolye ve "özel yaptırılmış yastık" getirir. Halbuki siz daha hala onun doğum gününü bilmiyorsunuz. Yatak odası ayı barınağına, dolaplar bijuteri dükkânına dönmeye başlar.

"Geleceğimiz" konuşmaları:
Daha ikinci buluşmada, "Çocuklarımızın ismini düşündüm bile" der. Siz hâlâ favori rengini öğrenmeye çalışırken, o sizin balayınızı hangi adada yapacağını planlamış.

Neden oluyor:
Çünkü love-bombing, bir çeşit hızlı yapıştırıcıdır.
Normalde aylarca sürecek romantik süreci fast-forward tuşuna basarak yaşatır.
Ama spoiler: hızlı yapıştırıcı kolay da sökülür.

Yan etkiler:
*Yoğun ilgiye bağımlılık.
* Telefonunuzun şarjının sürekli yüzde 1'e düşmesi.
* "Gerçekten seviyor mu yoksa bana kredi kartı pazarlıyor mu" paranoyası.
* Peluş ayı alerjisi.

Tedavi önerileri:
Love-bombing'e maruz kaldığınızda hemen sakin olun. Kendisinden üç gün mesaj atmamasını rica edin. Eğer buna dayanamayıp "Yaşıyor musun" diye sorarsa, teşhis kesinleşmiştir.