Kutup ilişkileri

"Seni seviyorum" dedim, "Hımm" dedi.
Sarılmak istedim, kalorifer peteğine sarılsam daha sıcak olurdu.
Göz göze geldik, ben üşüdüm, o kaçtı.
Mesaj attım, cevabı Google'dan daha geç geldi.
Yanımda yürürken bile gölge gibi... ama o bile daha yakın duruyor.
Birlikte film izledik, en duygusal sahnede bile gözünü kırpmadı.
"Nasılsın" dedim, "Standart" dedi. Kendisi gibi.
Yanımda esnerken bile heyecan yaratmıyor.
Aradım açmadı, açınca da "Ne oldu, acil mi" dedi.
Fotoğrafımıza bakınca çift değil, sabit duran iki nesne gibiyiz.
Elini tuttum, buz kalıbı mıydı, sevgili mi anlayamadım.
İltifat ettim, "Bunu neden söyledin" diye sorguladı.
Gülmedim diye trip atan sevgililer gördüm. Bu gülünce garipsiyor.
Konu açmak için çırpınıyorum, sanki sessizlik yemini etmiş.
İlişkimizi tanımlasa "nötr" der, duygu yok, renk yok.
Rüyamda bile soğuk davranıyor, bilinçaltım donma tehlikesi geçiriyor.
Doğum günümde "sağlıklı yaşlar" yazıp sustu.
Ailemin yanında bile duygusuz, annem "Bu çocuk seni seviyor mu" diye fısıldadı.
Küstük sanıyorum, o normal haliymiş.
Hiç kıskanmıyor, çünkü benimle bile ilgilenmiyor.
Arkadaşlarım onu görünce "Bunu da buzda mı buldun" diyor.
"Elveda" dedim, "Güle güle" deyip Netflix'e devam etti.
Sarılınca kalp atışı değil, vantilatör sesi duyar gibiyim.
"Özledim" dedim, "Hımm" dedi, cümle kuramıyor değil, istemiyor.
Birlikte geleceğe dair hayal kurduk. Onunki tek kişilikmiş.

BUNU BİLİYOR MUYDUN
Bir temizlik görevlisi, çağdaş sanat müzesinde yerdeki dağınıklığı görünce kolları sıvadı.
Cam kırıkları, cips ambalajları ve eski gazete parçalarını çöp sanarak toparladı; hatta biraz titizlikle simetrik bir düzene soktu.
Her şey tertemiz ve kusursuz görünüyordu.
Ama bir sorun vardı: Bu "dağınıklık" aslında ünlü bir sanatçının "Kaotik Sessizlik" adlı eseriydi - kaos ve rastgelelik temalı, milyonlarca avro değerinde bir çağdaş sanat çalışması.