Kadınların araba kullanırken yaptığı gariplikler
Aynayı dikiz için değil, makyaj için kullanmak:
Kırmızı ışıkta ruj sürmek, kaşları düzeltmek veya saçları kontrol etmek vazgeçilmezdir.
Park sensörü var ama güvenilir mi:
Sensörler "bip bip" diye uyarı verirken, arkadan biri "Devam et, biraz daha...
DUR!" diye bağırınca karar vermek zor olur.
Şerit değiştirmek mi O anki içgüdüye bağlı!:
Yanlış şeritte olduğunu fark edip aniden direksiyonu kırmak... Eğer şanslıysan sinyal vermek akla gelir.
Bagajdan çıkan sürprizler:
Şemsiye, yedek topuklu ayakkabı, market poşetleri ve bilinmeyen nesnelerle dolu bir bagaj organizasyonu.
"Arabanın içi benim alanım" felsefesi:
Arka koltukta ayakkabı, şal, kahve termosu ve yedek çanta bulundurmak olmazsa olmazdır.
Yanında biri varsa Google Maps'e rağmen ona güvenmek:
Navigasyon "500 metre sonra sağa dön" der ama yanındaki kişi "Bence buradan gitmelisin" diyorsa yön değiştirmek kaçınılmazdır.
Park etmek kutsal bir ritüeldir:
Özellikle paralel park sırasında içinden geçen dua ve konsantrasyon seviyesi sınav anındaki gibidir.
Hız göstergesi mi, ruh hali mi:
Bazen 30 kms hızla gitmek en güvenlisi gibi gelir, bazen de "Neden herkes bu kadar yavaş" diye düşünüp gaza basılır.
Radyo ayarı Yolun en önemli unsuru:
Doğru şarkıyı bulana kadar kanallar arasında geçiş yapılır, bu sırada hız tabelaları gözden kaçabilir.
"Yakıt lambası yanıyor ama biraz daha giderim" inancı:
Depo neredeyse boş ama içten içe "Biraz daha idare eder, sonra benzinlik bulurum" diyerek yola devam edilir.
BUNU