Kadınlar alışverişteyken erkeklerin düşünceleri

Bir kadın "alışverişe çıkalım mı" dediğinde, erkek beyninde üç farklı alarm çalar:
Tehlike: Zaman kaybı yaklaşıyor.
Belirsizlik: "Ne alacağız" sorusunun cevabı sonsuz.
Kurtuluş umudu: "Belki sadece bakacağız." Ama erkek o cümledeki "sadece" kelimesinin, "ömür boyu sürebilir" anlamına geldiğini genelde çok geç anlar.
Kadın alışverişe çıktığında, mağazaların vitrinleri ışıldar; erkek içinse o ışık son umutların sönüşüdür.
Kadın bir elbiseye yaklaşır, dener, bırakır, geri döner, tekrar dener, bir arkadaşına mesaj atar, fikir alır... Erkek o sırada köşede oturur ve düşünür:
"İnsan neden kendi kendine bu kadar zorluk çıkarır" Bir mağazada geçen ortalama erkek iç sesi şöyledir:
Dakika 1: "İyi, bak bakalım aşkım."
Dakika 15: "Kaçıncı mağazaydı bu İkinci mi, beşinci mi"
Dakika 30: "Burada sandalye olsa otururdum... sandalye olmasa da olur, sadece oturmak istiyorum."
Dakika 50: "Bu askılar bana bakıyor mu Galiba halime üzülüyorlar."
Dakika 75: "Telefonun şarjı bitti, ben de bittim." Bazı erkekler bu süreyi meditasyonla geçirir.
Kendilerini "alışveriş mağazasında iç huzuru arayan derviş" gibi düşünürler.
Kimi gözlerini kapatıp başka bir boyuta geçer; kimiyse torbaları taşıyarak "evrim" geçirir.
Bir noktadan sonra erkek için mağaza çıkışı, kurtuluş kapısı gibidir.
Ama tam o sırada o korkunç cümle gelir:
"Dur, şu mağazaya da bir bakalım." O an erkek, fiziksel olarak hayattadır ama ruhen AVM'nin tavanındaki spot lambasına karışmıştır.