''Hayırsızlıkta'' ilk taşı atanlar
Bu kişi, seni belki 2 yıldır aramamıştır. Ama sen onu 2 yıl 1 gün aramayınca hemen "hayırsız" damgasını yapıştırır. Çünkü onun gözünde suçlu daima sensindir. Konuşma şöyle başlar: "Aloooo, hayırsız! Neredesin sen ya" (Sen daha merhaba demeden.) "Öldün mü kaldın mı belli değil!" "İnsan bir arar sorar!" Oysa son aramanızda şöyle kapanmıştı: "Haberleşiriz." Ama işte haberleşilmedi. Çünkü iki taraf da tembel, çünkü hayat yoğun, çünkü bazen insan durup dururken kimseyi aramak istemiyor. Ama bu kişi bunu anlamaz. Çünkü aramayan hep "hayırsızdır."
En sevdikleri cümleler:
"Sen artık unuttun bizi!"
"Benim numaramda mı engelli yoksa"
"Sana ulaşmak imkânsız oldu, valla meşgul insan!"
"Bir sen eksiktin, onu da göremiyoruz!" Asıl komik olan: Bu kişiyi sen arasan, muhtemelen şöyle der: "Ayyy sen hayırdır arıyorsun Bi' işin mi düştü yoksa" Yani sen ararsan çıkarcı, aramazsan hayırsızsın. Kurtuluşun yok. Bu kişi için dostluk ölçüsü şöyledir: "Kim önce aramadıysa hayırsız odur!"
Tiplendirme olarak:
"İletişimde İlk Suçlayanlar Derneği Başkanı"
"Aramayanı Hemen Hayırsız İlan Edenler Cemiyeti Üyesi"
"Görüşmeyen Ama Kabahatli Sensin Diyen Kişi"
Ve tabii ki meşhur final cümlesi:
"Ama ne olursa olsun, sen yine de arada bir çal şu telefonu. Hadi öptüm!"
BUNU BİLİYOR MUYDUN
İngiltere Kralı VIII. Henry, tam 6 kez evlendi. Evlilikleri hem İngiltere tarihinde hem de Avrupa siyasetinde derin izler bıraktı. İki eşinden boşandı, iki eşi idam edildi, bir eşi doğal sebeplerle öldü, son eşi ise Henry'den uzun yaşadı ve onu sağ kurtardı. Bu karmaşık evlilikler zinciri, İngiltere'nin Katolik Kilisesi'nden kopuşuna ve Anglikan Kilisesi'nin kurulmasına kadar pek çok tarihi gelişmenin fitilini ateşledi.