'Hallederiz'ciler

Türkiye'de bir meslek değilse bile bir yaşam biçimi var: Hallederizcilik. Bu millet, "Hallederiz" kelimesiyle ülkeler kurdu, köprüler geçti, vizeler aldı, inşaat bitirdi, düğün yaptı, bazen de batırdı. Ama her şeyin sonunda bir şekilde halletti. "Hallederiz abi." Bu cümle duyulduğu anda ortamda anında bir huzur yayılır. Kimse detay sormaz, kimse plan istemez. Çünkü "Hallederiz" diyen adam, her şeyi biliyormuş gibi konuşur.

Sadece nasıl halledeceğini bilmez. Ama bunu kimse fark etmez, çünkü sesi güven verir. Bir "hallederiz"ciyi tanımak kolaydır. Elinde ölçü aleti yoktur ama "Bu duvar yamuk" der. Fişi takmadan "Çalışıyor bu" der. Hiç gitmediği şehirde "Orayı ben biliyorum" der.

Ve en önemlisi: Cümleye 'Merak etme'yle başlar, 'Hallederiz'le bitirir. Bazı ülkelerde kriz anında toplanma planı yapılır, bizde ise ilk refleks "Hallederiz"dir. Depo patlar, "Hallederiz." Yemek yanar, "Hallederiz." Nikâh memuru gelmez, "Hallederiz." Sanki bu cümle, evrendeki enerjiyi yönlendiriyor da olaylar kendi kendine çözülüyor gibi.

Ama aslında çoğu zaman çözülmez. Yine de moral bozulmaz, çünkü 'hallederiz'cilerde suçluluk yoktur, sadece yeni bahaneler vardır. En gelişmiş haliyle hallederizcilik, zamanı da bükebilir. "Abi 10 dakikaya oradayım" cümlesi, 40 dakikalık yolun 5. dakikasında söylenir. Bu evrensel bir yalandır ama niyeti güzeldir: İnşallah o sırada ışıklar hep yeşil yanar, trafik açılır, bir mucize olur... Olmaz ama önemli değil çünkü hallederiz.