PSIKOLOJİK BENZERLİKLER:
Strateji takıntısı:
Erkekler de futbol gibi stratejiye bayılır. "4-4- 2 mi, yoksa 3-5-2 mi" gibi sorular, hayatın her alanına uygulanabilir. Flört, iş görüşmesi, arkadaş ortamı... Hepsi birer taktik savaşı!
Topu kaybettiğinde suçlu hep başkasıdır:
Bir ilişkide ya da maçta işler ters giderse, kabahati kendinde aramaz. Hakem, sistem, arkadaşlar...
Son dakikada gol umudu:
Ne kadar kötü gitseler de hep bir "son dakika mucizesi" beklenir. Maç 89. dakika-ilişki 6. yıl ama hâlâ umut var!
FİZİKSEL VE DAVRANIŞSAL BENZERLİKLER:
Yerde çok yatılır:
Hem futbolcularda hem bazı erkeklerde yere yatma süresi uzundur. Biri faulle yatar, diğeri 'kırıldım, biraz dinleneyim' bahanesiyle.
Tek top, çok oyuncu:
Futbolda da hayatta da herkes aynı hedefin peşindedir; bazen bir kadın, bazen bir başarı hikâyesi, ama top bir tane!
Formda olmak önemli ama nadirdir:
Maç formu ya da ilişki formu fark etmez; form tutmaları için kamp gerekir, kondisyon gerekir, ama genelde "yavaş açılırlar."
SOSYAL GÖZLEMLER:
Yedek kulübesi rahatlığı:
Kimi erkek oyuna girmeye hazır gibi dursa da yedek kulübesinde pineklemeyi tercih eder.
Çünkü risk yok, efor yok, sorumluluk yok.
90 dakika konsantrasyon zor:
Dikkat süresi kısa olabilir. Bir anda akıl başka yerde, göz başka ekranda...
Gol sevinci gösterişlidir:
Gol atan futbolcu nasıl formasını çıkarıp koşarsa, bazı erkekler de en ufak başarıda abartılı sevinç gösterilerine bayılır.