Erkek kankalar

Sessiz ama derin muhabbetler.
Erkek kankalar genelde uzun konuşmaz. Birlikte sessiz oturup maç izlemek ya da oyun oynamak da gayet yeterlidir.
İletişimin özü şudur:
"Kanka, anlıyorsun işte."
Garip lakaplar.
Erkek kankalar, birbirlerine ilginç lakaplar takar. Bunlar genelde dışarıdan saçma görünse de bir kanka için "Tostçu" veya "Şapşik" gibi isimler, sevginin ve samimiyetin sembolüdür.
"Abi bu kimdi ya" dayanışması.
Bir erkek kanka grubu, tanımadığı insanları birbirine fısıldayarak tarif etme ve kim olduğunu çözme konusunda tam bir dedektiflik ekibi gibi çalışır. "Sağdaki, hani geçen yazki mangaldaki adam değil mi" gibi.
Unutulan borçlar.
Kankalar arasında para alışverişinde şöyle bir kural vardır: "Kanka, şu kahveyi ver, bir dahakine ben ısmarlarım." O "bir dahakine" yıllarca gelmeyebilir ama kimse önemsemez.
Çılgın planlar, sıfır uygulama.
Erkek kankalar, oturup mükemmel tatil planları yapabilir ama sonunda hep aynı kafede oturup "Ya aslında bu yaz bir şeyler yapsak fena olmazdı." diye konuşurlar.
Sonsuz tartışma yeteneği.
En ufak şeyden en büyük şeye kadar tartışabilirler:
Messi mi Ronaldo mu
Döner mi kebap mı Ama tartışma ne kadar hararetli olursa olsun, sonunda yine "E, tamam o zaman." diyerek barışırlar.
Kanka kodları.
Erkek kankaların gizli bir kod sistemi vardır. Bakışarak ya da tek kelimeyle bir durumun tamamını anlatabilirler.
"Abi" sorusu 50 farklı anlama gelebilir ama kanka her seferinde ne dendiğini anlar.
Destek ama alay karışımı.
Bir kanka hayatında kötü bir şey yaşadığında diğer kanka destek olur ama bunu espriye vurarak yapar. "Kanka seni terk ettiyse, zaten kaybeden o oldu.
Sen kralsın. Ama bu gömlekle krallık mı olur be"
Hatırlanmayacak özel günler.
Doğum günlerini ya da yıl dönümlerini unutur, sonra "Abi, ben sana her gün doğum günüymüş gibi davranıyorum zaten" derler. Samimi ama biraz plansız!
Mesafelerin önemi yok.
Birbirlerini aylarca görmeseler bile ilk buluştuklarında hiçbir şey olmamış gibi devam ederler. Kanka olmak, zaman ve mekân tanımaz bir bağdır.