Delulu olmak suç değil, sanattır!

Bir zamanlar "polyannacılık" vardı, artık "delululuk" var. Eskiden "her şey güzel olacak" denirdi, şimdi "o da beni gizli gizli stalk'luyor" deniyor.
Evet, "delulu" olmak artık bir meditasyon biçimi.
Çünkü modern çağda herkesin bir inancı var: kimisi kristaline, kimisi algoritmaya, kimisi de "görmemezlikten geliyorsa kesin hissediyor" düşüncesine inanıyor.
"Delulu" İngilizce "delusional"dan geliyor; yani "gerçeklikten kopmuş". Ama günümüzde bu, bir sorun değil, bir yaşam stili. Artık "gerçek" bile filtreli. Delulu olmak, hayatta kalma taktiği gibi bir şey.
Bir örnek:
Birinin hikâyesinde sizin sevdiğiniz şarkı çalıyor.
Delulu kişi:
"Bu şarkıyı özellikle ben dinliyorum diye koydu." Normal kişi:
"Tesadüf." Delulu:
"Evren bana sinyal gönderiyor." Evet, delululuk bir çeşit romantik komplo teorisi.
Gerçeklerle ilgilenmez, duygulara dayanır. Ve bazen duygular, gerçekten daha ikna edici olur.
Deluluların mantığı basittir:
Bir olayın iki açıklaması varsa, en dramatik olan doğrudur.
"Beni aramadı çünkü işi var" değil, "Beni aramadı çünkü hissedersem korktu." Bu sayede gerçeklerin sıkıcılığından kurtulurlar.
Çünkü gerçekler; kira, trafik ve sabah işe giderken yaşanan existential krizdir.
Ama delulu olunca işler değişir:
"Evrene sipariş verdim, bu ay milyoner oluyorum." "Patron bana soğuk davrandı çünkü auramdan çekindi." Aslında delulular birer modern filozof.