Kahvehane, aslında bir ekosistemdir. Çaydanlık volkan gibi kaynar, okey taşları yağmur gibi şakırdar, maç spikeri gök gürültüsü gibi bağırır. Ve bütün bu tabiatın içinde, görünmez ama hissedilen bir tür yaşar: Yancı.
Yancı, kahvehanede kendi başına hiçbir şey yapmaz. Ama masaya oturduğunuzda mutlaka bir şekilde yanınızda biter. Çayı sizinle içer, muhabbeti sizinle kurar, hesabı sizinle ödersiniz. Yancının "benim" dediği tek şey vardır: başkasının çayı.
Onları birkaç temel davranışla tanıyabilirsiniz:
Oyun yancısı: Hiç taş çekmez, kart tutmaz. Ama oyunu yöneten hep odur. "Abi onu atma, sağdan döner..." diye akıl verir. Kovsanız da birkaç dakika sonra başka masanın kenarına çöker. Çünkü onun için her masa potansiyel bir sahnedir.
Sigara yancısı: Bu türün cebinde sigara paketi yoktur ama akciğerleri hep doludur. Çünkü her dumanı başkasından alır. Cümlesi değişmez: "Bir dal versene... Çakmağın da varsa." Onu asla eliyle sigara yakarken görmezsiniz; o hep başkasının paketinden tüten dumanla var olur.
Maç yancısı: Takımın hocasından daha çok bağırır, hakemden daha çok düdük çalar. "Oğlum oynasana, rezil ettin bizi!" derken aslında televizyonla kavga ediyordur. Kombinesi yoktur, ama kahvede en çok o bağırır. Onun sesi olmadan maç, kahvede yarım kalır.
Kahkaha yancısı: Şaka kötü mü Fark etmez. O gülmek için oradadır. Kahkahası bedavadır ama en yüksek sesle gülerek masada kendine yer açar. Bazen masadakiler onun neden güldüğünü bile anlamaz ama o kahkaha, sohbetin benzinidir.
Ama iş bununla da bitmez. Yancıların bir başka alt türü de vardır: Çay yancısı. Kendi çayı yoktur ama her daim "Abi bardaktan bir yudum alabilir miyim" modundadır. Çayın buharıyla doyar, kaşığın çıkardığı sesle tatmin olur.
Ve en kritik an gelir... Garson hesabı bırakır. Masadakiler cüzdanına uzanır, yancı ise birden telefonuna gömülür, sanki o an dünyayı kurtarmak zorundadır. Çayı içmiş, sigarayı tüttürmüş, sohbeti almış... Ama hesabı görmemiştir. İşte yancının asıl ustalığı da budur: Görünmez olma sanatı. Bu bir bahane değil, evrimsel bir reflekstir.
Sonuç olarak, kahvedeki yancılar zararsızdır, hatta kahvehaneye renk katarlar. Onlar olmasa sohbet biraz eksik kalır, kahkaha biraz kısık çıkar. Çünkü yancı, cebinden para çıkarmasa da kahveden eksikliği hissedilen tek kişidir.