Bütün yılı tatil hayal ederek geçiren insancık

Ocak ayında tatil planı yapar, ama daha kar yağıyor dışarıda.
(İçeride kış, kafada Bodrum.)
Resmi tatilleri takvimine işlemiş, 3 gün izinle 9 gün tatil nasıl yapılır, onu çözmeye çalışır.
"Bu yaz bir yerlere kaçacağım!" diye kendine söz verir ama nereye kaçacağını hiç bilmez.
(Sanki Interpol peşinde.)
Instagram'da "yazgelmedi" etiketini ilk o kullanır. Şubat ayında.
Her gün işe giderken Google Maps'te Bodrum'un hava durumuna bakar.
(22 derece ve parçalı bulutlu "Yaşanır orası yaşanır...")
Tatilde ne giyeceğini düşünüp alışveriş yapar ama tatil iptal olunca pijamayla evde giyer.
Tatil planı yaparken en büyük ikilemi: "Erken rezervasyon mu yapsam yoksa yine son dakikada mı ağlasam"
"Bu yaz yurt dışı" der ama en fazla dış cepheye çıkar.
Yıllık izni üçe bölüp üçünde de hasta olur.
Tatile gitmeden 2 ay önce diyete başlar, 2 gün sonra pes eder.
("Zaten şezlong havlusu örtüyor göbeği...")
"Deniz kum güneş" hayaliyle yanar ama tatilde en çok klimayı sever.
Tatilde sabah erken kalkmayı kendine yasaklar ama kahvaltı 10'da bitiyor diye 8'de alarm kurar.
Tatilde kitap okurum der, ama kitap sadece bavulda tatil yapar.
Tatil sonrası 300 fotoğraf çeker ama story'ye hep aynı: "güneşbenimle"
Tatilin son günü depresyona girer, dönüş yolunda "hayat çok zor yaa" temalı şarkılar açar.