Bu iki kelime yüzyıllardır insanlığın kafasını karıştırıyor.
Filozoflar tartıştı, şairler yandı, WhatsApp grupları dağıldı.
Biz hâlâ emin değiliz: Kalp mi, mantık mı, yoksa sadece dopamin mi
Aşk: Kısa Süreli Elektrik Kesintisi Aşk ilk geldiğinde bir doğa olayı gibidir. Elin titrer, yemek yiyemezsin, ama 3 gün sonra "niye titriyorum ben" diye ararsın.
Aşk; beynin duygusal bölümünün hormon fabrikasında patlama yaşamasıdır.
Bilimsel açıklaması "dopamin fırtınası", halk arasındaki karşılığı "delirdim galiba"dır.
Aşk döneminde insanlar garipleşir:
"Uyumadım, seni düşündüm." (Aslında Instagram'a bakıyordu.) Sadece sesini duymak istedim." (Açıkçası, kim arıyor diye merak etti.) "Sen olmasan nefes alamam." (Ama 3 ay sonra gayet rahat koşuya çıkıyor.) Aşk, mantığı by-pass eder.
Bu yüzden aşıkken yapılan her hata, "romantik cesaret" sayılır.
Kavga bile farklıdır:
Normalde "telefonu niye geç açtın" tartışması, aşk döneminde "beni sevmiyor musun artık" seviyesine çıkar. Ses tonları yükselir, mantık odadan çıkar, duygular sahneyi devralır.
Ama ne olur Her patlama gibi, aşk da sonunda söner.
Bazen büyük bir "çat" diye, bazen usulca "pısss" diye.
Sevgi: Sessiz Ama Kalıcı Güncelleme Aşk geçer, geriye sevgi kalır derler ya, işte orası doğru. Çünkü sevgi, "başlangıçta elektriğin çarptığı ama sonradan sigortayı değiştiren" haldir. Sevgi, aşkın "stabil sürümü"dür.
Sevgi;
Kahvaltıda son zeytini paylaşmaktır.
Markette "bu pahalı, öteki de aynısı" demektir.
Tartışma sonrası "hadi gel otur, soğuyor çay" diyebilmektir.