Gerçek dostluk, konuşarak değil, bakışarak kurulur.
Çünkü arkadaşlar arasında öyle anlar vardır ki bir kelime bile fazladır.
Sadece göz göze gelinir ve tüm evren o anda anlaşılır.
Buna "Sessiz dostluk protokolü" denir.
Bluetooth gibi ama şifre yok, bağlantı kopmaz, bazen de istemsiz olarak "Yüksek sesli kahkaha" bildirimi verir.
TEHLİKEYİ ÖNCEDEN SEZEN BAKIŞ:
Bir ortamda biri saçma bir şey söylemeye hazırlanıyordur.
Sen o an dostunla göz göze gelirsin.
Bakış şu anlama gelir:
"Dur, sus, yapma, rezil olacağız." Ama tabii dost bunu anlamaz çünkü "o" dosttur.
Ve üç saniye sonra gerçekten rezil olursunuz.
Ama olsun, beraber rezil olmak da bir tür bağlılıktır.
GÜLMEME SAVAŞI BAKIŞI:
Toplantıdasın, derstesin ya da aile yemeğinde "ciddi" bir konu konuşuluyor.
Bir anda dostun gözlerinin içine bakarsın.
Bakış diyor ki:
"Bakma bana, bakarsan gülersin!" Ama işte o anda beynin sana ihanet eder.
Bir gülme krizi patlar, ortam yıkılır, sonra "bir şey yok, öksürdüm" bahanesiyle gözyaşlarını silersin.
DEDİKODU BAŞLATMA BAKIŞI:
Sadece 0.7 saniyelik bir göz teması.
İkiniz de aynı kişiye bakıyorsunuz.
Bakış der ki:"Birazdan dışarı çıkınca bunu uzun uzun konuşacağız." O an itibarıyla sohbet dosyası arka planda hazırlanır.
Konuşma açıldığında zaten giriş cümlesi bellidir:
"Az önce gördün mü.."
"HADI GİDELİM" BAKIŞI:

11