2024 yılının ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında yapılan 250 baz puanlık faiz artışı ile politika faizi 45'e yükseltilmiş ve bundan sonraki süreçte miktarsal sıkılaşma ile devam edileceği ifade edilmişti.Hatırlayacağınız üzere ben de konu ile ilgili evvelki yazılarımda politika faizinin geldiği seviyenin yeterli olduğunu hatta artık özel sektörü zorlayan seviyelere ulaştığını ve esas meselenin bankalardaki fazla likiditeden kaynaklandığını belirterek miktarsal sıkılaştırma adımlarında geç kalınmaması gerektiğini yazmıştım. Dahası Merkez Bankası'nın Ocak ayındaki PPK toplantısını beklemeden miktarsal sıkılaştırma konusunda mutlaka bir adım atması gerektiğinin altını çizmiştim.Ancak öyle olmadı. Merkez Bankası önce Ocak ayındaki PPK toplantısında 250 baz puanlık faiz artışı yaptı ve miktarsal sıkılaştırma adımını da beklenenin aksine PPK kararı ile eşanlı değil sonrasında açıkladı. Açıkçası PPK'nın miktarsal sıkılaşma konusunda geciktiği ve adımların sıkılaştırma programı ile uyumlu olmadığı konusunda genel bir algı oluştu. Fakat unutmamak lazım ki Merkez Bankası'nın yerel bankalarla yaptığı swaplar bu konuda bir kısıt oluşturuyor.Gelelim son zorunlu karşılık adımına. Merkez Bankası son zorunlu karşılık uygulamasında;Kur korumalı hesaplar için zorunlu karşılık oranlarının 6 aya kadar olan vadelerde 30'dan 25'e indirilmesine,Döviz cinsinden mevduatkatılım fonu hesapları için Türk lirası cinsinden tesis edilen ilave zorunlu karşılık oranının 4'ten 8'e yükseltilmesine karar vermiş.Banka bu adımla Türk Lirası mevduata geçişi
Enflasyon Raporu ve ara hedeflerde yeni yaklaşım
16-08-2025 
Enflasyon Raporu ve beklentiler
14-08-2025 
Faizler, beklentiler ve reel sektör
02-08-2025 
Faiz indirimi kredi maliyetlerine ne kadar yansıyacak
26-07-2025 
Cari açık, kur ve enflasyon
13-01-2024 
Yeni dönemin ilk PPK'sından yansıyanlar
24-02-2024 
Miktarsal sıkılaşma devam ediyor
11-01-2024 
Kredi gelişmeleri sıkılaşma süreci ile neden uyumlu değil
17-02-2024 