Geçtiğimiz hafta ekonomideki en önemli gündem maddelerinin başında Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun faiz kararı vardı. Zira hem Eylül ayında enflasyonun beklentilerin çok üzerinde gelmesi hem de ekim ayı enflasyonu için öncü göstergelerin yüksek seviyelerde enflasyona işaret etmesi bu ayki kararı her zamankinden daha önemli hale getirmişti.
Eylül enflasyonunun beklentilerin oldukça üzerinde gelmesi Merkez Bankası'nın faiz indirim patikasına ilişkin tahminleri de değiştirmişti. Eylül ayı enflasyon öncesinde Merkez Bankası'nın bu yılın kalan son 2 toplantısında 250'şer baz puanlık faiz indirimi yaparak toplamda 500 baz puanlık faiz indirimi gerçekleştireceği öngörülüyordu. Ancak Eylül ayı enflasyonu açıklandıktan sonra bu beklentiler yerini daha düşük oranlı faiz indirimi tahminlerine bırakmıştı. Piyasada yapılan anketler bu ay 150 baz puanlık bir faiz indirimi fiyatlamıştı. Bazı yorumcular da bu ay pas geçilmesi gerektiğini ifade ediyordu. Buna rağmen Merkez Bankası orta bir yol bularak beklentilerin de altında 100 baz puanlık bir faiz indirimi yaptı.
Elbette böyle kritik bir toplantıdaki karar metni de son derece önemli oluyor. Karar metinleri Merkez Bankası'nın süreci nasıl gördüğüne ilişkin bize çok önemli sinyaller verebiliyor. Bu metinde de Merkez Bankası'nın özellikle son dönemdeki fiyatlama davranışları konusundaki tespitlerini görüyoruz. Örneğin bir önceki ay başta gıda olmak üzere son dönemdeki fiyat gelişmelerinin dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğini belirten PPK üyeleri bu kez bu alandaki gelişmelerin dezenflasyon süreci üzerinde oluşturduğu risklerin belirginleştiğini ifade ediyor. Yani son dönemdeki fiyatlama davranışları bırakın dezenflasyonist olmayı enflasyonist olma riski taşımaya başlamış görünüyor.
Karar metnindeki bir diğer dikkat çekici unsur da bir önceki metinde yer alan "Orta Vadeli Program'da öngörülen makroekonomik çerçeve bu sürece katkı sağlayacaktır." ifadesinin çıkarılmış olmasI. Muhtemelen Eylül ayı enflasyon verisinin ardından Orta Vadeli Program'daki yıl sonu enflasyon beklentisinin artık pek mümkün olmadığı anlaşıldığı için bu ifadenin çıkarılması uygun görülmüş.

25