Faizler, beklentiler ve reel sektör

Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun (PPK) 300 baz puan indirim yaparak politika faizini %43'e indirmesinin ardından TLREF'in de hızla bu seviyeye uyum sağlayan bir hareket yaptığını gözlemliyoruz. Bu konu oldukça önemli ancak tek başına yeterli değil. Çünkü halen ortalamada işletme kredi faizleri %60, mevduat faizi %56 ve Merkez Bankası'nın belirlediği piyasa faizleri %53 seviyelerinde.

Açıkçası bu durumun önümüzdeki dönemde parasal aktarım mekanizmasının etkinliğinin sorgulanmasına neden olabileceğini düşünüyorum. Diğer yandan bankalar politika faizindeki indirimlerin ardından mevduat getirilerini hızla düşürecek adımları atarken aynı iştahı kredi maliyetleri tarafında göstermiyorlar. Elbette bunun en önemli nedenlerinden birisi TL ticari kredilerde uygulanan aylık büyüme sınırı. Reel sektör işlerini devam ettirmek ve yükümlülüklerini yerine getirmek için kredi talebini yüksek seviyede korurken kredi arzında oluşturulan bu kısıtlama nedeni ile kredi faizleri de görece yüksek seviyede kalmaya devam ediyor.

Önümüzdeki dönemde de yıl sonuna kadar kalan son 3 PPK toplantısında toplam 750 baz puanlık faiz indirimi bekleniyor. Böylelikle politika faizinin %35-36 seviyelerine kadar düşecek olması elbette piyasalar açısından son derece önemli. Ancak şimdiden not edelim; eğer kredi arz kısıtları bu şekilde devam edecekse kredi faizlerinde aynı oranda indirim beklemek çok gerçekçi değil.

Diğer yandan piyasada yapılan enflasyon tahminine yönelik anketlerde de artık yıl sonu enflasyonu için %30'un altını görmeye başladık. Enflasyonla mücadeleye yönelik dezenflasyon programlarında beklentilerin son derece önemli olduğunu biliyoruz. Bu bakımdan piyasadaki beklentilerin Merkez Bankası beklentileri ile uyumlu şekilde çıpalanıyor olması son derece kritik bir gelişme. Ekonomi yönetiminin de bu konudaki söylemleri, yani yıl sonu enflasyonunun %30'un altında gerçekleştirmek üzere kararlı duruşu bu bakımdan önemli.

Gelelim reel sektör tarafındaki etkilere. Faizlerin düşmesi TL cinsi varlıkların getirilerini geriletirken kredi maliyetlerine pek yansımıyor olması reel sektörün zorlanmaya devam etmesi anlamına geliyor. Bu da çeşitli meslek örgütlerinden gelen seslerin yükselmesine neden oluyor zira iş insanları başta odalar olmak üzere üyesi oldukları meslek örgütlerinde serzenişlerinin dozunu artırıyor. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun son çıkışını bu kapsamda değerlendiriyorum.