Bir süreden bu yana devam eden sıkılaştırma programının para politikası tarafında en çok konuşulan konuların başında politika faizi geliyor. Elbette bu durumun ana nedeni Merkez Bankası'nın kısa bir zaman aralığında politika faizini 8,5'ten 50'ye yükseltmesi. Bugünlerde ise en çok tartışılan konu yine politika faizi ancak bu kez piyasalar faiz indirimlerinin ne zaman başlayacağını öngörmeye çalışıyor. Bu konuda geçtiğimiz günlerde Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay'ın açıklamalarına bakarak prematüre bir faiz indirimi gelmeyeceğini anlıyoruz. Ancak yine de piyasalar bu yılın son çeyreğinde faiz indirimlerinin gelebileceğini değerlendirmeye başladı. Yabancı finans kurumlarından gelen raporlarda da 2024 yıl sonunda faiz indirimlerine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Elbette Merkez Bankası'nın aylık enflasyondaki gelişmelere bağlı olarak hareket edeceğini öngörüyoruz. Ancak son dönemdeki veriler ve beklentilerin ima ettiği "reel faiz" hesabına bakarak bu yılın son çeyreğinin teknik olarak faiz indirimleri için uygun olduğunu da söyleyebiliyoruz. Elbette bu tartışmayı bir süre daha izleyeceğiz. Ancak bana göre faiz indirimlerinin başlamasından daha kritik bir konu var. O da Türk Lirası kredilerdeki aylık 2'lik büyüme sınırı. Bu sınır hem bankaları hem de reel sektörü giderek daha fazla zorlamaya başladı. Hatta bazı bankaların BDDK mevzuatına göre uymak zorunda oldukları bazı rasyoları sağlamakta giderek daha fazla zorlandığını biliyoruz. Diğer yandan Türkiye'deki işletmelerin neredeyse tamamına yakını KOBİ yani küçük ve orta ölçekli işletme niteliğinde. KOBİ'lerin de kronik sorunları var. Bunların başında da finansman ihtiyacı geliyor. KOBİ'lerin özsermaye yetersizlikleri nedeniyle sık sık kredilere başvurdukları da verilere yansıyan bir gerçek. Ancak son dönemdeki verilere baktığımızda KOBİ kredilerindeki büyüme hızı neredeyse durma noktasına gelmiş durumda. Ayrıca finansmana erişemeyen KOBİ'lerin takipteki borçları da gün geçtikçe artıyor. (Banka dışı takipteki borçları grafikte gösterilmiyor, sadece bankaların takiplerini görüyoruz.)Elbette böylesi bir sıkılaştırma programında ekonominin bir miktar yavaşlamasını, kredi talebinin azalmasını ve toplam talebin düşmesini bekleriz.
Konut piyasası hareketleniyor!
18-09-2025 
Emlak Katılım'ın yeni sistemi devrede
13-09-2025 
Yeni OVP ve Şimşek'in soruma cevabı
11-09-2025 
Ağustos enflasyonu ve Eylül PPK'sı
06-09-2025 
Büyüme verisi, PMI ve beklentiler
04-09-2025 
Cari açık, kur ve enflasyon
13-01-2024 
Yeni dönemin ilk PPK'sından yansıyanlar
24-02-2024 
Miktarsal sıkılaştırmada ilave adım
01-02-2024 
Miktarsal sıkılaşma devam ediyor
11-01-2024 