Merakla takip ettiğimiz Merkez Bankası'nın yılın ilk Enflasyon Raporu yayımlandı. Ayrıca raporun ilan edildiği toplantıda Merkez Bankası'nın yeni başkanı Fatih Karahan da ilk kez medyanın karşısına çıkmış oldu. İlaveten yeni dönemin para politikası stratejisi netleşti ve akıllardaki sorular da cevap buldu.Öncelikle yeni başkan Fatih Karahan'ın konuşmasının ardından soru cevap kısmında başkan yardımcılarına da söz vermiş olmasının oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Yönetimde bir bütünlük ve ekip çalışması mesajı vurgulanmış oldu. Ayrıca Başkan Karahan'ın konusuna hakim olduğu da açık. Dahası çok net mesajlar vererek sözlü yönlendirmeyi de doğru yaptı. Özetle iyi bir başlangıç yaptı diyebiliriz.Toplantı öncesi en çok merak edilen konulardan birisi bankanın cari yıl sonu ara hedefi olan 36'lık tahmini güncelleyip güncellemeyeceğiydi. Bu oranda bir revizyon olmadı. Bunun ana nedeninin yakın zamanda sıkılaşmanın dozunun artırılacak olması ve maliye politikasının da sıkılaşmaya destek verecek şekilde güçlendirileceği olduğunu değerlendirmek mümkün. Zira 36'lık oranın son dönemdeki yerel ve küresel gelişmeler neticesinde çok da gerçekçi olmadığı hatta oldukça iddialı olduğuna ilişkin genel bir algı oluşmuştu.Bu konuda Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay'ın şu açıklaması önemli: "Ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti mevduat faizi bağı kopmuş, politika faizi enflasyon bağı kopmuş, faiz kur bağı kopmuş durumdaydı. Tekrar ihdas ediyoruz. Modelleme açısından 36 hedefini değiştirmekten ziyade o hedefe bizi yakınsatacak önlemleri devreye sokmak çok daha anlamlı.36 hedefi iddialı ama erişilebilir." Hatta "iddiası olmayan bir merkez bankası bu konuda oksimorondur" diye de ilave etti. Ben de bir merkez bankasının iddialı olması gerektiğini savunmakla birlikte Sayın Akçay ile ayrıştığım nokta şu; bankanın esas iddialı olması gereken konu en başından hedefleri gerçekçi belirlemektir.Bir diğer merak edilen konu da yeni başkanın şahin mi yoksa güvercin mi olacağıydı. Yani ilave faiz artışları ihtimali sorgulanıyordu. Başkanın bu konuya verdiği cevap akla Mümtaz Soysal'la ilgili bir anekdotu getirdi. Yabancı bir gazeteci Soysal'a dış politikada şahin mi yoksa güvercin mi olacağını sorduğunda