Enflasyon beklentileri, KKM'nin bitişi ve reel sektör

Enflasyonla mücadele kapsamında enflasyon beklentilerinin önemini daha önceki yazılarımda birkaç kez sizlere ifade etmiştim. Çünkü gelecekteki beklentilerin daha aşağıda bir noktada şekillenmesi aynı zamanda bugünkü fiyatlama davranışlarının oluşmasında da büyük öneme sahip. Hâl böyle olunca Merkez Bankası'nın her ay düzenli açıkladığı Sektörel Enflasyon Beklentileri raporunu yakından takip ediyoruz.

Merkez Bankası'nın son anketine göre Ağustos ayında reel sektörün 12 ay sonrası enflasyon beklentisi 1,3 puan azalarak %37,7 seviyesine gerilemiş durumda. Benzeri şekilde hanehalkının enflasyon beklentisi de 0,4 puan düşerek %54,1'e indi. Geçen hafta da piyasanın beklentisinin 0,6 puan düşerek %22,8 seviyesine indiğini gözlemlemiştik. Özetle 12 ay sonrası için enflasyon beklentileri düşmeye devam ediyor. Her ne kadar reel sekrörün ve hanehalkının beklentisi piyasanın oldukça üzerinde kalmaya devam etse de beklentilerin düşmeye devam ediyor olmasının oldukça iyi bir durum olduğunu unutmayalım.

Bu haftanın önemli gündem maddelerinden birisi de KKM'nin yani Kur Korumalı Mevduat uygulamasının sonlandırılmasıydı. Bu konuda bilen bilmeyen herkes yorumlar yaptı fikirler beyan etti. Elbette her uygulamanın eksik ya da tartışmaları yönleri olabilir. Ancak her konuyu yaşanılan dönemin gerçekliklerine göre değerlendirmek gerekir. Bir hesap çıkarılacaksa da söz konusu uygulama olmasaydı maliyetinin ne olduğunu bilerek çıkarmak gerekir. O yüzden bu kısır tartışmalara girmeden ifade etmeliyim ki KKM o dönemin ruhuna uygun bir uygulama olarak hayata geçirildi ve ilgi azaldıktan sonra da sonlandırıldı. Zaten ilk ilan edildiğinde de geçici bir uygulama olduğu ifade edilmişti.

Gelelim reel sektördeki son duruma. Şu andaki en önemli konu finansmana erişim. Malum olduğu üzere devam eden TL ticari büyüme sınırlarına yönelik makroihtiyati tedbirler nedeni ile bankalar kredi konusunda oldukça muhafazakâr davranıyor. Ayrıca her ne kadar Merkez Bankası çok risk görmese de artan konkordatolar alacaklı şirketlerin de nakit akışlarını bozmaya devam ediyor. Ayrıca işleri iyi olsa bile alacaklarını tahsil etme riskinden korkan firmalar da piyasaya satışlarını azaltıyor.