Atatürk sevgimizi kimse test edemez

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da 29 Aralık Cuma günü yaşananları biliyorsunuz...
Fenerbahçe ve Galatasaray takımları, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı dolayısıyla TFF Süper Kupa maçından önce üzerinde Türk bayrağı ve Atatürk fotoğrafı bulunan tişörtlerle ısınmaya çıkmak istedi, Suudi Arabistan makamları onay vermedi. Atatürk'ün, "Yurtta sulh, cihanda sulh" sözlerinin tişörtlerde ve pankartlarda yer almasını reddettiler. Malumunuz, taraftarların Atatürk tişörtleriyle stada girmesine de müsaade etmediler.
"Protokol" vs diye zırvalayıp, "Atatürk varsa, maç yok" demeye getirdiler...
Alışmışlar tabi, bizimkileri de istedikleri gibi itip, kakabileceklerini zannettiler ama baltayı fena halde taşa vurdular.
Kupayı, ezeli rekabeti bir kenara bırakan kulüplerimiz, "Atatürk yoksa maç da yok" diyerek göğsümüzü kabartan onurlu bir duruş sergiledi. Atatürk'ü pazarlık konusu yapmayıp, stada bile gitmediler, "Alın maçınızı başınıza çalın" dediler adeta...
Beklendiği gibi maç iptal oldu, stadın ışıkları söndü, tüm gözler TFF'ye çevrildi.
Türkiye dalga dalga çalkalanırken, Suudi Arabistan makamlarının akıl almaz tutumu yüzünden müsabakanın iptal edilmesi dünya medyasında birinci haber olurken sayın TFF maçın, "bazı aksaklıklar" yüzünden ileri bir tarihe ertelendiğini duyurdu!
"Bazı aksaklıklar" denilen şey Atatürk'tü.. Suudi makamlarının Atatürk'e karşı olan tutumuydu. Atatürk'ü "siyasi bir figür" zannetmeleri ve 85 milyon Türk için ne anlama geldiğini hiç bilmemeleriydi. Belki de çok iyi bilmeleriydi!
Sayın TFF, "bazı aksaklıklar" ile yetinmedi, Suudi Arabistan makamlarına bir de teşekkür etti!
Misafir olarak ülkelerine gelen Türk futbolunun devleri Fenerbahçe ve Galatasaray'a, "Al Nassr-Al Ahli" muamelesi yapmaya kalkan Suudlar boylarının ölçüsünü almış olsalar da teşekkürü hak etmişti!
TFF Yönetimi, kulüplerle birlikte hareket ederek öğle saatlerinde maçın iptal edildiğini duyursaydı bugün ayakta alkışlanırdı. Ancak onlar teşekkür etmeyi seçti.
Oysa, Mustafa Kemal Atatürk'ün asla siyasi bir figür değil, 100. yılını kutlayan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri olduğunu haykırarak o masadan kalkmak hiç zor değildi.