Terörsüz Türkiye hedefinde kolektif iş birliğinin zorunluluğu

Türkiye'nin son yıllarda "terörsüz bir ülke" vizyonu doğrultusunda attığı adımlar, güvenlik çalışmalarında sıkça vurgulanan bir tespiti doğrular niteliktedir: Devletler, sınır aşan tehditlere karşı ancak kolektif güvenlik mekanizmaları aracılığıyla kalıcı başarı sağlayabilirler. Uluslararası ilişkiler literatüründe Barry Buzan'ın bölgesel güvenlik kompleksleri yaklaşımı, bir devletin güvenliğinin komşu devletlerin güvenlik ortamından bağımsız ele alınamayacağını açıkça ortaya koyar. Türkiye'nin PKK terör örgütüne karşı yürüttüğü mücadele, tam da bu teorik çerçevenin güncel bir örneğini oluşturuyor.

PKK'nın faaliyet alanı, yalnızca Türkiye topraklarıyla sınırlı kalmamıştır; Irak'ın kuzeyi, Suriye'nin doğusu ve zaman zaman İran'ın sınır alanları örgütün mobilizasyon hattını oluşturmaktadır. Dolayısıyla Türkiye'nin bu alandaki mücadelesi artık klasik anlamda "ulusal güvenlik" meselesinden öte, bölgesel güvenlik mimarisinin yeniden kurulmasına yönelik stratejik bir girişime dönüşmüştür. Bu nedenle Ankara'nın son yıllarda İran, Irak ve Suriye ile geliştirdiği diplomatik trafik, sadece anlık tehditlere karşı taktiksel bir refleks değil; yapısal bir güvenlik iş birliğinin öncül adımı olarak değerlendirilmelidir.

Türkiye'nin Irak Merkezi Hükümeti ile ortak operasyon merkezlerinin kurulması yönündeki girişimleri, istihbarat paylaşımı ve sınır ötesi koordinasyon mekanizmalarının geliştirilmesi bu bağlamda kritik önemdedir. Özellikle Irak'ın PKK'yı "yasaklı örgüt" olarak tanıması, devlet merkezli güvenlik algısında önemli bir eşik aşımını ifade eder. Bu, hem örgütün bölgesel meşruiyet alanını daraltmış hem de Irak'ın egemenlik kapasitesini güçlendiren bir adım olarak dikkat çekmiştir.

İran ile yürütülen güvenlik diyalogları da benzer biçimde bölgesel istikrarın temel bileşenlerinden biridir. İran'ın kendi topraklarında faaliyet gösteren bağlantılı terör unsurları nedeniyle benzer bir güvenlik tehdidi algılaması, iki ülkeyi yapısal iş birliğine doğal biçimde yöneltmektedir. Türkiye-İran koordinasyonu, özellikle sınır güvenliği ve terör finansmanının engellenmesi gibi alanlarda ortak bir zeminin oluşmasına katkı sağlamaktadır.