Kalkınma, refah ve kardeşlik yolu

Uzun yıllardır milletimizin yüreğini kanatan, kardeşliği zehirleyen ve umutları rehin alan terör dönemi nihayet sona eriyor. Silah bırakma görüntüleri sadece bir örgütün geri çekilişini değil, bir milletin ortak vicdanında yankı bulan umudun yeniden filizlenişini simgeliyor. Terör, korku, kan ve gözyaşıyla anılan yılların ardından şimdi konuşan silahlar değil; vicdan, akıl ve kardeşlik olacak, huzurun tohumları ekilecektir.

Türkiye, tarihinin en önemli eşiklerinden birine adım atıyor. Bu eşik; çatışmalarla, ötekileştirmeyle, nefretle değil; barışla, kalkınmayla ve adaletle aşılacaktır. Artık mesele, sadece bir terör sorununun son bulması değildir. Mesele; toplumsal yaraların sarılması, psikolojik duvarların yıkılması ve ortak geleceğin birlikte inşa edilmesidir.

Terörün Sustuğu Yerde Kardeşlik Yükselecek

Barışın sadece çatışmasızlık olmadığını bilmek zorundayız. Gerçek barış, insanların kendini güvende hissettiği, çocukların korkusuzca sokaklarda oynadığı, gençlerin hayal kurabildiği, üretimin, istihdamın ve adaletin yaygınlaştığı bir toplumsal iklimde yeşerir. Bu nedenle, bugün terörün susmasıyla birlikte asıl mücadele şimdi başlıyor: Gönülleri kazanma, adaletle kuşatma, kalkınmayı tabana yayma mücadelesi.

Güneydoğu Anadolu'nun dağlarında,

Irak'ın kuzeyinde, Suriye kırsalında inşaat makinelerinin, okul zilinin, fabrika bacalarının, turistik tesislerin sesi yükselmelidir. Kalkınma, sadece ekonomik bir kavram değildir; o aynı zamanda eşit vatandaşlık hissinin, aidiyetin ve güvenin de temelidir. Devletin şefkat eli, artık sadece güvenlik görevlisiyle değil, öğretmeniyle, doktoruyla, mühendisiyle o topraklara dokunmalıdır.

Yeni Bir Türkiye'nin Eşiğindeyiz

Kardeşlik, ortak bir dil, din ya da soy bağı değil; ortak bir kader inşasıdır. Gönül coğrafyamızda yaşayan her birey, hangi kimlikten olursa olsun aynı çatı altında eşit yurttaşlar olarak yaşamayı hak eder. Ve bu eşitlik sadece anayasada değil, sokakta, okulda, iş yerinde ve yüreklerde de hissedilmelidir.