2022 yılında YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar'ın açıklamalarına göre Türkiye'de 50 binden fazla Afrikalı öğrenci var. Şimdilik bunu bir kenara koyalım.

Covid 19 salgını ortalığı kasıp kavurdu. Bir fırtına gibi geldi.

Sonra insanlara acımış olacak ki birdenbire ortalıktan çekiliverdi. Bilim insanlarına göre mutasyona uğradı. Yeni varyantları hâlâ yaygınmış ancak test yaptırmadan anlaşılması mümkün değilmiş. Çünkü normal bir virüsle aynı semptomları gösteriyormuş. Bakın şu işe!

Covid salgını döneminde on binlerce insan sağlam girdiği hastanelerde hayatını kaybetti. Covid'i dünyanın başına bela edenler ilaç protokolünü de hazırladı. Aklı başında birçok doktor arkadaşım yakınlarına bu ilaçları kullandırmadı.

Sonra bir aşı geliştirdiler. Yine tesadüfe bakın ki bu aşıyı iki Müslüman Türk buldu(!)

Dünya Sağlık Örgütü neredeyse insanları kelepçeleyip bu aşıyı yaptırmaları için devletlere baskı yaptı. Aşı yaptırmadan yurt dışına çıkamazdınız. Okula gidemezdiniz. İşyerini açamazdınız hatta sokağa bile çıkamazdınız! İnsanları; "Ya aşı olursunuz ya da ölürsünüz" tercihleriyle yüzleştirdiler. Buna rağmen aşı olmamakta direnenler çıktı. Birçok bilim insanının, tıp doktorunun da aşı yaptırmadığını bir kenara not edelim.

Dünyada birkaç yıl hayatı durdurdular. Üretimi durdurdular. Onlarca ülkenin ekonomisini allak bullak ettiler. Şimdilerde genç insanlar durup dururken kalp krizleri geçirmeye başladı. Avrupa'da, Amerika'da binlerce kişi aşının yan etkileri nedeniyle yaşamını normal sürdüremez hale geldi. Kendilerini zorla aşılatan devletlerine karşı davalar açtılar ve kazandılar.

MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜ

İNSANLARI ÜRKÜTMEYE BAŞLADI

Her ne kadar Covid 19 ile dünya 2019'da tanışsa da, bu virüsün piyasaya çıkışı "Sars" adıyla, 2001-2002 yıllarına kadar uzanıyor. Sonrasında nasıl oluyorsa Çin'de bir laboratuvardan kaçıyor ve dünyanın başına bela ediliyor. Yine tesadüfe bakın ki; dünyanın nüfusunun çok fazla olduğunu, 8 milyar yerine en fazla iki milyar olması gerektiğini savunanlar bu aşının araştırma-üretme-dağıtım gibi her aşamasında aktif rol oynuyor.

Maymun Çiçeği virüsünün ilk ortaya çıkışı ise 1958 yılına kadar gidiyor. Afrika'daki maymunlarda görülüyor sonra insanlara bulaştığı tespit ediliyor. Yıllar içinde bu virüse yakalananlar oluyor v.s.

Dünyaya egemen olan güçlerin sözcülerinin yeni virüs tehditleri söylemlerinin yaygınlaştığı bir dönemde birden eş zamanlı (Türkiye dahil) dünya medyasında Maymun Çiçeği Virüsü'nden bahsedilmeye başlanıyor. Kullanılan fotoğraflar, videolar öylesine ürkünç ki; doğrudan insanın yüzüne ellerine odaklanıyor. Veba salgınlarındaki insanların hallerini yansıtıyor ve "Aman Allahım!" dedirtiyor. Bana gelecekte covid benzeri izleyeceğimiz yeni bir virüs filminin fragmanını izlettiler gibi geldi.

TÜRKİYE'DE 50 BİNDEN FAZLA

AFRİKALI ÖĞRENCİ VAR

Birkaç gün önce Keçiören Hastanesi'nin kurucusu ve 30 yıllık dostluğumuz bulunan Ramazan Aydın Hocam aradı. Maymun Çiçeği Virüsü'nü hatırlattı ve bana göre önemli bir uyarıda da bulundu. Türkiye'de çok sayıda Afrikalı üniversite öğrencisi bulunduğunu ve bunların şu anda yaz tatili nedeniyle Afrika'da, ülkelerinde olduklarını hatırlattı.